CanYücel'den Aşk Şiirleri. Seninle yaşlanmak istiyorum : Can Yücel Aşk Şiirleri Seneler Geçsin, Sen Beni bil ben seni bileyim istiyorum. Benim olduğun kadar dostlarını
Babasınınmesleği gereği kısa süeli varyantlarla değişik bölgelerde bulunan şairin, eğitimi ve yetiştirilmesi konularında meydana gelen aksamalar zamanla ciddi sıkıntılar oluşturmuştur. Değişik kaynaklarda Ahmet Haşim’in doğum tarihi ile ilgili olarak , 1887 gibi farklı tarihler zikredilmektedir. [1][3
Akşambaban gelsin söyleyeceğim seni. Babasıyla adam konuşur insan. Adam olmamışsa dağlar bayırlar akarsular susar. Dünya kapanır. Annesiyle konuşan baba açar dünyasını evladının. Babasıyla konuşan annesi dünyasının sunar evladının. Ulu çınarın altında gölgede kalmışsa diğer ağaçlar biraz yabani yetişir.
Etiketlenmişyazılar, etiket: "Can Yücel" 23 Şubat 2021. 0. ileŞiir Antolojim. Can Yücel. Aklım Takıldı
CanYücel, toplumsal duyarlılığın ağır bastığı şiirleri ile adından oldukça söz ettirmiştir. Ailesine fazlasıyla değer vermiş ve şiirlerinde onlardan da bahsetmiştir. Can Yücel’in Eserleri . Yazma (1950) Her Boydan (Çeviri Şiirler) 1957. Sevgi Duvarı (1974) Bir Siyasinin Şiirleri (1974) Ölüm ve Oğlum (1976) Şiir
Nasılyaşarsan yaşa ölüm gelir sonunda. İster gez dolaş gül, ister saklan bir taşa, Nasıl yaşarsan yaşa ölüm gelir sonunda. Savaşlarda komutan olsan da öleceksin, Yedi kıta dolanıp kaçsan da öleceksin, Kahin olup zamanı bilsen de öleceksin, Nasıl yaşarsan yaşa ölüm gelir sonunda. Şair: EniyiSozler.Net.
i6q7Q. Eski Milli Eğitim Bakanı, Köy Enstitüleri'nin kurucusu ve öğretmen Hasan Ali Yücel'in oğlu, Canan Yücel Eronat'ın ikiz kardeşi ve ressam Su Yücel'in babası Can Yücel, 21 Ağustos 1926'da İstanbul'da dünyaya geldi. Mevlanakapı Tekkesi müridlerinden telgraf nazırı Ali Rıza Beyin torunu olan ve ilk şiirini 10 yaşında kaleme alan Can Yücel, ironik yönü ağır basan şiirlerinde, halk ağzına, halk türkülerinin deyişlerine ve argo sözlere de yer verdiği için sıkıntılı zamanlar geçirdi. Şairin ilham kaynağı ve şiirlerinin konuları doğa, insanlar, olaylar, kavramlar, heyecanlar, duyumlar ve duygular üzerine şekillendi. Yücel, taşlama ve toplumsal duyarlılığın ağır bastığı şiirlerinde kullandığı yalın dili ve buluşlarıyla edebiyatseverlerin dikkatini çekti. Usta şair, Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesi Klasik Filoloji Bölümü'ndeki eğitiminin ardından İngiltere'de Cambridge Üniversitesi'nde Latince ve Yunanca eğitimi aldı. Yücel, Londra'da BBC Radyo'nun Türkçe bölümünde spikerlik yaptı ve çeşitli elçiliklerde çevirmenlik görevi üstlendi. Askerliğini Kore'de tamamlayan ve Güler Hanım ile 1956'da evlenen Can Yücel'in bu evlilikten kızları Güzel ve Su ile oğlu Hasan dünyaya geldi. Türkiye'ye 1958'de dönen Yücel, bir süre Bodrum'da turist rehberi olarak çalıştıktan sonra bağımsız çevirmen ve şair olarak yaşamını İstanbul'da sürdürdü. - Yalın dili ve farklı tarzıyla beğeni kazandı İlk şiirlerini, 1950'de yayımlanan ''Yazma'' kitabında toplayan Yücel, 1945-1965'te "Yenilikler", "Beraber", "Seçilmiş Hikayeler", "Dost", "Sosyal Adalet", "Şiir Sanatı", "Dönem", "Yöne", "Ant", "İmece", "Papirus" adlı dergilerde yazdı. Usta şairin, 1962'de İngiltere'deyken, 1709 yılından kalma, Latin harfleriyle taş baskısı olarak basılmış bir Türkçe dilbilgisi kitabı bulması geniş yankı uyandırdı. 1965'ten sonra siyasal konularda da eserlere imza atan Yücel, "Yeni Dergi", "Birikim", "Sanat Emeği", "Yazko Edebiyat" ve "Yeni Düşün" dergilerinde yayımladığı şiir, yazı ve çeviri şiirleriyle tanındı. Can Yücel, çoğunda sevdiği insanları tarif ettiği şiirlerinde eşine, çocuklarına, torunlarına ve babasına olan sevgisini yansıttı. "Maaile" isimli bir eseri de bulunan Yücel'in, "Küçük Kızım Su'ya", "Güzel'e", "Yeni Hasan'a Yolluk", "Hayatta Ben En Çok Babamı Sevdim" adlı şiirleri, ailesine yazdığı şiirler arasında yer aldı. Lorca, Shakespeare, Brecht'in oyunlarını da çeviren şair Yücel, Shakespeare'in "Olmak ya da olmamak" anlamındaki "To be or not to be" cümlesini, "Bir ihtimal daha var, o da ölmek mi dersin" şeklinde Türkçeleştirmesiyle de dikkati çekti. - Hapiste olduğu dönemde "Bir Siyasinin Şiirleri" adlı kitabını yayımladı Che Guevara ve önceki Çin Komünist Partisi Başkanı Mao Zedong'dan çeviriler yaptığı gerekçesiyle 12 Mart 1971'de 15 yıl hapse mahkum olan Yücel, 1974'deki genel afla dışarı çıktı. Dışarı çıkışının ardından hapiste yazdığı "Bir Siyasinin Şiirleri" adlı kitabını yayımladı. Can Yücel'in 12 Eylül 1980 sonrasında kaleme aldığı "Rengahenk" isimli kitabı, müstehcen olduğu iddiasıyla toplatıldı. 1998'de dönemin Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel'e hakaret ettiği gerekçesiyle Ankara 14. Asliye Ceza Mahkemesi'nde yargılanan Yücel, bir yıl iki ay hapis cezasına mahkum edilirken, Yargıtay 9. Ceza Dairesi bu hükmü, "cezanın ertelenmesi gerektiği" görüşüyle bozdu. Kendine özgü samimi ve yalın dili, muhalif bakış açısı, derin mizah duygusuyla kaleme aldığı eserleriyle Türk edebiyatının özgün şairleri arasındaki yerini alan Yücel, ünlü dünya şairlerinden çevirdiği şiirleri bir araya getirdiği ''Her Boydan'' adlı eserini 1959'da yayımladı. Yücel, yapıtlarını "Yazma", "Sevgi Duvarı", "Bir Siyasinin Şiirleri", "Ölüm ve Oğlum", "Şiir Alayı", "Rengahenk", "Gökyokuş", "Canfeda", "Çok bi Çocuk", "Kısadevre ve "Kuzgunun Yavrusu" adlı kitaplarda topladı. - İnsanlar kendi adlarına değil, kainat adına yazarlar Zeynep Oral'ın "Sözden Söze" kitabında yayınladığı Can Yücel röportajında, Yücel şiir hakkında düşüncelerini şöyle ifade ediyor "Şiir gürültüden müziğe geçmektir. Şiir evrenin -bak kainatın demiyorum- içinde büyük seslerin, molekül ve atomlardan başlayan bütünlüğü, bu bütünlüğün müziğidir. Şairin görevi bu musikiyi kurmaktır. Kozmostan aşağı şiir yazılmaz. Üst tarafı minördür... Harika o ki, insanlar kendi adlarına değil, kainat adına yazarlar. Bütünselliğin dışında şiir yoktur. Hayat ve ölüm de bütündür. Şiir bu bütünden çıkan büyük çılgınlıktır." Nebil Özgentürk'ün hazırladığı "Bir Yudum İnsan" belgeselinde ikiz kardeşi Canan Yücel Eronat ise bir anne karnında iki minik yavrunun bir dünyayı paylaşmasını müthiş bir tesadüf olarak tanımlayarak, "Kardeşlik, paylaşmak, kucaklaşmak oradan başlıyor. Tesadüflerin en güzeli bence. Daha sonra kendimi bildim bileli beraber giderdik. Hatta erkek kardeş olduğu için koruma ve himaye göreviyle yüklüydü bana karşı." yorumunda bulunuyor. Geçtiğimiz yıllarda Buca Belediyesi'nin "Babalar ve Kızları" söyleşisine katılan Can Yücel'in kızı Güzel Yücel, "Babam yaşarken de seviliyordu, şimdi daha çok sevilme nedeni daha iyi anlaşılması." ifadelerini kullanıyor. Babasının kendilerine de aşıladığı deniz tutkusunu, yaptığı muhteşem yemekleri ve ailesine olan sevgisini aktaran Güzel Yücel, "Babam için ailesi çok önemliydi. Bizlerle olan sevgi dolu yaşamını şiirlerine de yansıttı. 'Küçük Kızım Su'ya', 'Güzel'e', 'Yeni Hasan'a Yolluk', 'Hayatta Ben En Çok Babamı Sevdim' bu sevgi şiirlerinden bazıları. Yokluğuna alışmak çok zor, hasreti hiç dinmiyor." sözleriyle özlemini dile getiriyor. İstanbul'da Kuzguncuk'ta yaşayan ve ömrünün son dönemlerinde Muğla'nın Datça ilçesine yerleşen usta şair, İzmir'de Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi'nde bademcik kanseri tedavisi görürken 12 Ağustos 1999'da, 73 yaşında hayata gözlerini yumdu. Can Yücel en sevdiği günebakan çiçekleriyle uğurlanarak Datça'da toprağa verildi. Şairin vefatından sonra Datça Belediyesi ve ailesi tarafından, anısına edebiyat ve kültür-sanat şenlikleri düzenlenirken, Datça'daki evi müze haline getirildi.
Asla sevmediğim birine seni seviyorum demedim Ya da asla birini severken karşılığını beklemedim. Dostluğuma değer biçmedim sevgime ise hiçbir zaman sınır çizmedim. Sevdiysem sonuna kadar gittim bitirdiysem öldürse de hasreti geriye dönmedim. Bazen çok kırıldım bazen belki de kırdım. Ama hata insana mahsustur dedim. Affettim af diledim. Kimileri birden fazla kırdılar kalbimi ama ben onları yinede affettim. Onlar belki beni saflıkla yargıladılar. Belki de içten içe sinsice güldüler. Ama asıl unuttukları şuydu; Ben aldanmadım..! Aldanan her zaman kendileri oldular ama bunu anlayamadılar/ Bir insan kaybının ne olduğu bilemedikleri için/ Kaybetmek onlar için bir alışkanlık haline geldiği için./ Oysa ben hiç insan kaybetmedim./ Sadece zamanı geldiğinde vazgeçmeyi bildim o kadar… Yaşayınca Anladım Bunca zaman bana anlatmaya çalıştığını, kendimi bulduğumda anladım. Herkesin mutlu olmak için başka bir yolu varmış, Kendi yolumu çizdiğimde anladım.. Bir tek yaşanarak öğrenilirmiş hayat, okuyarak, dinleyerek değil.. Bildiklerini bana neden anlatmadığını, anladım.. Yüreğinde aşk olmadan geçen her gün kayıpmış, Aşk peşinden neden yalınayak koştuğunu anladım.. Acı doruğa ulaştığında gözyaşı gelmezmiş gözlerden, Neden hiç ağlamadığını anladım.. Ağlayanı güldürebilmek, ağlayanla ağlamaktan daha değerliymiş, Gözyaşımı kahkahaya çevirdiğinde anladım.. Bir insanı herhangi biri kırabilir, ama bir tek en çok sevdiği, acıtabilirmiş, Çok acıttığında anladım.. Fakat, hak edermiş sevilen onun için dökülen her damla gözyaşını, Gözyaşlarıyla birlikte sevinçler terk ettiğinde anladım.. Yalan söylememek değil, gerçeği gizlememekmiş marifet, Yüreğini elime koyduğunda anladım.. ”Sana ihtiyacım var, gel ! ” diyebilmekmiş güçlü olmak, Sana ”git” dediğimde anladım.. Biri sana ”git” dediğinde, ”kalmak istiyorum” diyebilmekmiş sevmek, Git dediklerinde gittiğimde anladım.. Sana sevgim şımarık bir çocukmuş, her düştüğünde zırıl zırıl ağlayan, Büyüyüp bana sımsıkı sarıldığında anladım.. Özür dilemek değil, ”affet beni” diye haykırmak istemekmiş pişmanolmak, Gerçekten pişman olduğumda anladım.. Ve gurur, kaybedenlerin,acizlerin maskesiymiş, Sevgi dolu yüreklerin gururu olmazmış, Yüreğimde sevgi bulduğumda anladım.. Ölürcesine isteyen, beklemez, sadece umut edermiş bir gün affedilmeyi, Beni af etmeni ölürcesine istediğimde anladım.. Sevgi emekmiş, Emek ise vazgeçmeyecek kadar, ama özgür bırakacak kadar sevmekmiş… Can YüceL
Bir babaya sahip olmanın ne demek olduğunu ne yazık ki çok geç anlıyoruz. Genellikle kaybedince anlaşılıyor. İşte bu hataya düşmemek için siz şimdiden babanızın kıymetini bilmeli ve babalar günü gibi özel günleri hak ettiğince kutlamalısınız. Bunun için çok da bir şey yapmanız gerekmiyor üstelik. Babanızı sevdiğinizi söylemeniz, ona olan bağlılığınızı anlatmanız yeter de artar bile. Bunun için güzel sözler, anlamlı sözler, şarkılar, şiirler ve mektuplar yazabilirsiniz. Özellikle şiir konusu özel bir zevke hitap ettiğinden bazı babalar için en mükemmel hediye olabilir. Baba şiiri isterseniz ise işinizi kolaylaştıracak önerileri bir araya getiriyoruz. Baba şiiri kısa ve uzun olmak üzere farklı farklı seçenekler ile burada ulaşabileceğiniz mesafede yer alıyor. Üstelik babalar günü için şiirler özel olarak gruplandığından, bu özel günde bu tür özel eserleri tercih edebilirsiniz. Babalar günü şiiri isteklerinizin yanı sıra hediye arayışlarınızı da düşündük ve size kişiye özel hediye seçenekleri sunduk. Bunun için yazımızın devamını görmelisiniz. Erkeğe hediye önerileri, bir erkeği mutlu edebilecek hediye seçenekleri burada! Şimdi ise sözü daha fazla uzatmıyor ve hemen babalar için şiir önerilerine Çekebilir ► En Özel 10 Babalar Günü HediyesiBenim Babam Mütevazıydi, yaşlıydı, yorgundu belki, Eli açık bir köy aşığıydı benim babam. Ekmeğine katığı olmasa da olurdu, İşte buydu benim mantıktı yol göstereni, Erdemli olmadıktan sonra insan neye yarardı. Doğruluktan şaşmayandı benim babam, İşte buydu benim tahammülü yok, Sevgi ve saygı olmazsa olmazdı. Dostluğa kardeşliğe inanırdı, İşte buydu benim tütüyor yine nur yüzü, Elimi uzatsam dokunacakmışım gibi geliyor, Sanki rüzgârla kokusu taşınıyor bazen, Çok özlüyorum seni BabasıKüçüktüm, Elimi uzatsam sendin. Her yüzümü çevirdiğim yerdeydin, Ne zaman düşsem yanımda âşık oldum, Nemli gözlerle mutluluk diledin, Her zaman en güvendiğim oldun, “Baba!” dediğim anda ilk aşkım, her şeyim, Kahramanımsın benim. Babacığım yerin çok ayrı bende, Seni her şeyden çok seviyorum Babalar Günü Hediyesi TavlaBabalar özeldir, babalar kıymetlidir diyoruz hep. Babaların hakkı ödenmez biliriz. Ancak onlara küçük mutluluklar armağan edebiliriz. Tavla keyfini doruklara çıkaracak, dostları ile keyifli dakikalar yaşatacak bir babalar günü hediyesine ne dersiniz. Hemen oturduğunuz yerden sipariş verebileceğiniz, onun gölünü fethedeceğiniz, adına özel bir hediye… Evet, doğru duydunuz; adına özel tasarlanan, mükemmel özellikleri ile göz kamaştıran bir tavla! Artık tavla keyfi bir başka olacak, sizin de babanıza karşı iyi bir rakip olmanız şart! Bir Yanım Bir yanım hep nemli gibi, Gözyaşlarım sinsi sinsi akmış da ıslatmış gibi. Bir yanım hep sızlıyor, Derin bir özlemin pençesinde kıvranıyor. Bir yanım hep babam diyor, Bana yine yollar görünüyor. Geliyorum babacığım…BabaDemiştin ki baba olduğun zaman anlarsın, Yüreğine kör bir alev düşer, En ufak hastalığı içine dert olur, Demiştin ki baba olduğun zaman her şeyini ona adamak gelir de elinden bir şey gelmez, İstersin ki her şeyi tam olsun, ayağına taş değmesin, Gözünden bir damla yaş düşmesin, Demiştin ki baba olduğun zaman babacığım, Öyle iyi anladım ki, hiç anlamadığımı da anladım. Baba sen bir tanesin, Sen benim her şeyimsin…Babalar Gününe Özel Granit Taş ÇerçeveBabalar gününü hatırlatacak bir hediye ile bu günün mutluluğunu daim kılabilirsiniz. Bunun için babanız ile birlikte çekindiğiniz bir fotoğrafı ya da en özel aile fotoğrafını tercih edebilirsiniz. Şıklığı ile dikkat çeken granit çerçeve, fotoğrafınızı en güzel şekilde yansıtacaktır. Hem ofis gibi çalışma alanlarında, hem de evde sergilenebilecek olan ürün, sizin belirteceğiniz özel mesaj ile birlikte her zaman sevginizi babanızın yüreğine taşıyacak. Üstelik basit bir sipariş süreci ile hediyeniz belirttiğiniz adrese ulaşacak! BabacığımEvimizin neşesi, sesi soluğu, her şeyi, Yürek dolusu sevgi, gönül dolusu umut taşıyanı, Kucak dolusu mutluluk vereni, Olmazsa olmazı… Tüm güvenimiz sana, Tüm sevgimiz sana, Tüm varlığım sanadır… Evimizin direği, gözümüzün bebeği babam, Babalar günün kutlu olsun!Baba şiirleri Nazım Hikmet ve benzeri ünlü şairlerin isimleri ile akla gelir. Çünkü her şairin babasına adadığı özel bir eseri vardır ve bu eserler bizim de duygularımıza hitap eder. Bu yüzden de bazı şiirler bir başka kıymetlidir. Aynı şekilde baba şiiri Can Yücel ile de özdeşleşen bir konudur. Çünkü en ünlü baba şiirlerinden biri de Can Yücel’e aittir. Babalara özel şiirler, her dönem her şair tarafından önemsenmiştir. Bu yüzden de pek çok farklı eser ile karşılaşabiliyoruz. Diğer taraftan sadece ünlü isimlerin şiirleri kulağımıza gelmiyor. Aynı zamanda anonim pek çok özel eser, elden ele dilden dile yayılıyor. Babaya yazılan şiirler için pek çok öneriyi sizler ile buluştururken, aynı zamanda özel indirimli babalar günü hediyeleri de sunarak, babanıza yapacağınız sürprizi kolaylaştırıyoruz. Üstelik bu sürpriz sadece babalar günü için değil aynı zamanda babaya doğum günü şiiri ve hediyesi ile doğum günü gibi özel zamanlar için de uygun olacaktır. Sizin tek yapmanız gereken şiirinizi seçmek, hediyenizi sipariş etmek ve büyük günü beklemek olacak. Babanızın mutluluğu ise sizin de en büyük mutluluğunuz SevgisiNasıl özel bir duygudur bu, Nasıl kıymetli bir sevgi, Nasıl büyük bir mutluluk, Sen nasıl bir meleksin baba…Güvenle kuşatılmış her yanım, Mutluluk hareleri çevremde, Gülücükler saçan kuşlar gökyüzünde, Sevgi kokan güller bahçemde…Nasıl bir dünya inşa ettin sen baba, Bu ne göz alıcı bir hayal, Bu nasıl tarifsiz bir mutluluk, Sen nasıl bir meleksin baba…İlk Babalar Günü Hediyesi Köstekli SaatBabalar günü her zaman özeldir ve babaların da kendisini farklı hissettiği bir gündür. Ancak bir baba için en özel günlerden biri de ilk babalar günüdür. Evlat sahibi olmanın mutluluğunu yaşadığınız bu günde, baba olmanın gururunu da hissedersiniz. İlk babalar günü hediyesi olarak tercih edilebilecek olan köstekli saat ise bu özel günü anı haline getirecek son derece anlamlı bir hediye olacaktır. Şıklığının yanı sıra üzerinde yer alan özel mesaj, tasarımı diğerlerinden ayırıyor. BabaDünyanın bütün çiçeklerini getirsem sana, Hayatımın tüm sırlarını döksem ortaya, Gelmiş geçmiş tüm güzellikleri toplasam, Gün ışığı toplasam çokça, Hayallerden bir dünya kursam sana, Yeter mi ki emeklerini ödemeye?Yıllarca verdiğin güven, Hesapsızca sunduğun sevgi, Düşünmeden harcadığın emek, Hesabını tutmadığın zamanın, Geçip giden ömrün bedeli ödenir mi baba? Yeter mi ki her şeyimi versem?Şiirdir Benim BabamHer bir sözü şiirdir benim babamın, Her söylediği şarkı, Duruşu bir başkadır, Bakışı ise yakıcı…Benim babamın gözleri çok güzeldir, Sözleri ise alır götürür, Bir bakarsın dilin çözülmüş de dökmüşsün içini, O duymamış gibidir, boş bir duvar gibi, Anlatmamışsın gibi ama anlamıştır her şeyi…Bir bakarsın aklından geçeni gerçeğe dönüştürmüş, Bir bakarsın söyleyemediklerini anlamış, Bir bakarsın seni senden iyi anlatmış, Bir başkadır benim babam, Yeri doldurulmaz, Olmazsa olmaz… Bir başkadır benim babam…Babalar Gününe Özel Duvar SaatiDuvar saati her mekânı güzelleştiren bir dekor ürünü. Bazen ise en güzel anıların temsili, en özel kişilerin hatırası… Bu yüzden babalar günü gibi kıymetli bir günü, babanıza özel tasarlanacak olan duvar saati ile her zaman hatırlanacak bir anıya dönüştürebilirsiniz. En güzel fotoğrafınız, bu şık tasarımın ortaya çıkması için yeterli. Babanız ister ofisinde kullansın hediyesini, ister evinde. Her saate bakışında sevginizi derinden hissedeceği kesin. Bu fırsatı kaçırmayın ve siz de hemen siparişinizi verin. IssızlıkBabalar sessiz ağlar, Babalar ıssızdır, Çoğu zaman sessizdir, Güldü mü şenlenir dağlar taşlar, Kahkahası devrim gibidir, Bir anda erir buzlar. Derdi derindir duyulmaz, Kederini hissetmek ne mümkün, Babalar sessiz ağlar, Issızdır babalar. Ama evlatlar anlar, Her şeyi sezer de ses edemez. Evlatlar bilir baba…BabamGözümün yaşısın yalnızlığımda, Kalbimin sıcaklığısın iyi günümde, Kederimde ise kahramanımsın, umudumsun baba. İyi ki varsın dalıyor ya hani gözlerim, Kurtaranımsın. Zaman zaman acıtıyorlar ya canımı, Yara bandım oluyorsun dar geliyor da geçmiyor ya bazen, Su serpenim oluyorsun. Güçsüz hissettiğim de yetişiyorsun hemen, Elim kolum hovardalığında bile sen, Benim yanımda oluyorsun baba. Hatalarımda elimi tutuyorsun baba. Kötü kalbimi bile törpülüyor, beni iyi bir insan yapıyorsun baba. Seni çok en önemli zamanlarından biridir Haziran ayı. Çünkü babalar günü gelmiştir. Herkesin hayatının en büyük kahramanı olan babası için hazırlık yaptığı, kutlamalara hazırlandığı bu özel günde, şiirler, şarkılar, mesajlar ve hediyeler havada uçuşur. Heyecana ve paniğe ise gerek yok. Kolayca babalar günü için hazırlık yapabilirsiniz. Bunun için buradayız. Babalar günü şiirleri kısa ve de uzun olmak üzere birbirinden farklı seçenekler ile burada karşınızda. Ayrıca babalar günü mesajları da bu özel günde işinize yarayabilir. Babanızın yanında olamasanız da mesajlarınız ile sevginizi hissettirebilir, babanızın yüreğini ısıtabilirsiniz. Baba şiiri, şarkısı ve benzeri sürprizler bu tür özel zamanlarda en güzel hediye olmaktadır. Babalar günü için ya da doğum günü veya yılbaşı için özel olarak tercih edilebilecek şiirler, çok daha fazlası ile birlikte geliyor. Hadi hep birlikte birbirinden özel dizeleri görelim! Babalar günü için en güzel şiiri seçeceğinize Gözlü BabamBenim babam engin bir deniz, Bazen dingin bazen dalgalı… Benim babam ıssız bir gemi, Bazen yorgun, bazen coşkun… Benim babam karlı bir dağ tepesi dumanlı, Benim babam gökyüzü gözlü bir dev. Bir kahraman benim gözümde, Her zaman özlediğim… Bir efsane benim babam, Sadece masallarda benzerini gördüğüm… Babalar günün kutlu olsun kahraman babam, Seni tarifsizce seven kızın…Babaya Hediye İsim ve Mesaj Yazılı PowerbankTeknoloji öyle bir hale geldi ki, küçük büyük herkesin olmazsa olmazı. Babalarımızın da bu durumda en önemli ihtiyaçları teknolojiye dair olabiliyor. Şarj problemini ortadan kaldıracak olan bu ürün, babanız için de çok kullanışlı bir sürpriz olacaktır. Kullanışlılığının yanı sıra hediyenizin kişiye özel olması dikkat çekici… Babanızın ismine özel olarak hazırlanan ürün, özel mesajınız ile birlikte şıklaşacak. Kolayca sipariş verebilir ve babanızı keyiflendirecek olan hediyenize kavuşabilirsiniz. Sadece bir iki dakikanızı ayırmanız yeterli… BabamM
En son teftişine çıkana değinKoştururken ardından o uçmaktaki devin,Daha başka tür aşklar, geniş sevdalar içinAçıldı nefesim, fikrim, canevimHayatta ben en çok babamı sevdim. Şairlerin genelde sivrildiği bir yanları vardır, bir bakıma akılda kalıcılığı sağlayan da budur. Sanıyorum Can Yücel hicivleri ile sivrildi hep. Özellikle şiirlerinde bunun izlerini görmek mümkün. Çevirilerinde ise kendine has kelimeler kullanmayı tercih ettiği zamanlar hiç de az değil. Bilmeyenler için Can Yücel’in Brecht, Shakespeare gibi isimlerin eserlerini çok başarılı bir şekilde çevirdiğini hatırlatmakta fayda görüyorum. Biraz hayatına değinecek olursak eğer 21 Ağustos 1926’da İstanbul’da doğan şair, çocukluk yıllarını burada geçirir. Babası sürekli memleket için önemli işlere imza attığından pek evde kalmazdı, bu yüzden çoğunlukla annesiyle geçerdi çocukluk günleri. Bu dönem ayrıca Can Yücel’in şiirle tanıştığı dönemdir. “Okula beraber el ele giderdik. Erkek olduğu için onun koruma görevi vardı. Gülüşmeler” Canan Eronat ikiz kardeşi Hasan Ali Yücel’in tayiniyle birlikte aile de Ankara’ya taşınır. Şair, Ankara Atatürk Lisesi’ni kazanır. Bu noktada Cumhuriyet tarihimizin önemli ismi Hasan Ali Yücel’den de kısaca bahsetmek gerektiğini düşünüyorum. Köy Enstitülerini açarak köy çocuklarının ufkunu açan, meslek sahibi yapan bir bakandı Hasan Ali Yücel. Kısa sürede ciddi ilerlemeler kaydedilmesine karşın dönemin politik çevresi tarafından saldırılar başlar Hasan Ali Yücele ve enstitülere. Sonrasında birçok projesi de engellenir. Köy enstitüleri, dönemin sözü geçenlerine göre komünist yetiştirmektedir ve Hasan Ali Yücel istifa etmelidir. Bir süre sonra da enstitüler kapanır. Köy Enstitülerinden çıkan edebiyatçıların bazıları Mehmet Başaran, Ali Yüce, Mahmut Makal, Fakir Baykurt, Talip Apaydın, Dursun Akçam, Yusuf Ziya Bahadınlı, Mehmet Başaran, Ümit Kaftancıoğlu, Osman Şahin, Hasan Kıyafet, Behzat Ay, Ali Yüce, Adnan Binyazar, Kemal Burkay Bir röportajında “Babam şefkatli ve sevecen bir adamdı. Yalnız bizim hayatımız, çocukluk yıllarımda pek birlikte geçmedi. Ömrü işlerinden dolayı hep İstanbul’un dışında geçti. Sonra da vekil olunca bizi Ankara’ya aldırttı. Bir bakıma uzaktan sevdim babamı” der. Bir bakan çocuğuydu ama arkadaşları halkın içinden gelen, mahalle çocuklarıydı Can Yücel in. Babasının makam aracına da binmezdi. Nurullah Ataç, Cevdet Kudret Yedi Meşale edebiyat topluluğun kurucularındandır hocalarından bazılarıydı. Sınıf arkadaşı Gazi Yaşargil ile yurtdışı eğitim bursu kazandılar ama dönemin Milli Eğitim Bakan’ı Hasan Ali Yücel, torpil derler deyip bu bursa karşı çıktı. Daha sonra Gazi Yaşargil konuyla ilgili açıklama yaptı ve ikisinin de ailelerinin imkanlarıyla yurt dışına gittiğini söyledi. Ankara Üniversitesi’nde öğrenimine devam eden Can Yücel, burada siyasi hareketlerle ilgilendiğinden babası tarafından Londra’ya gönderilir ve Cambridge Üniversitesi’nde okumaya başlar. Burada hocası Bertrand Russel’dır bilmeyenler için “Rölativitenin ABC’si” kitabının yazarıdır, belki kendisi hakkında da bir ara yazarım. Londra’daki arkadaşlarının arasında Bülent ve Rahşan Ecevit de vardır. Londra da Latincesinin diğerlerine göre yetersiz kaldığını düşünen şair Paris’e gider. Burada Bedri Rahmi, Selim Turan gibi isimlerle dostluklar kurar. Aldığı burs yetersiz kaldığında sokaklarda incik boncuk satar. Sonrasında ise Hasan Ali yücel, şairi tekrar Türkiye’ye çağırır. “Gökgürültüsünden korkup yamacıma sokulan sevgilimeSarıl bana, sarıl, öp, öp, öp beni, dedimBaksana allah yıldırımlarıyla resmimizi çekiyor!” Ülkesine dönen Can Yücel askere gider ve Kore’de Abdi İpekçi ile dost olur. Askerlik dönüşü Güler Hanım ile evlenir ve çevirmenlik yapmaya başlar. Sonrasında eşi ile Londra’ya tekrar gider ve orada çocukları doğar. Buradaki işi BBC’nin Türkçe yayınlarında spikerlik yapmaktır. Bir gün haberleri okuması gerekirken okumadığındansızmıştır istifası istenir ve memlekete dönerek rehberlik, turizm müdürlüğü gibi işler yapar Sızdığı gün, Nazım Hikmet’in ölüm haberini aldığı gündür. Bir süre sonra İstanbul’a dönerler ve şair Yeni Sabah Gazetesinde çalışmaya başlar. Bu dönemdeki en yakın dostlarından biri Metin Eloğlu’dur. Beyoğlu’nda ev tutan Can Yücel, dostuna “sen çalışma, ben sana bakarım, sen şiirini yaz” der. Siyasi durumdan ötürü kitap çıkaramayan Can Yücel’in şiirleri genelde dergilerde yayınlanır ve sürekli başı belaya girer bu dönem, şairin Türkiye İşçi Partisinde aktif olarak yer aldığı dönemlerdir. Ardından 12 Mart gelir ve şair birçok isimle beraber çevirdiği birkaç kitap yüzünden yargılanır. 15 yıla mahkûm edilir. “…… bileklerimizi morartmış yeni alman kelepçeleri,otobüsün kaloriferleri bozuldu kaman’dan sonrasekiz saat oluyor karbonatlı bir çay bile içemedik,başımızda prensip sahibi bir başçavuş.” Af ile serbest kalışının sonrasında o günleri, “Bir siyasinin şiirleri” adlı kitapta toplar. Ardından diğer kitapları da basılır. Şairin hayatı sadece kitaplarla geçmez. Çeşitli gazetelerde de köşe yazıları ve denemeleri yayımlanır. Leman ve Öküz dergilerinde düz yazı ve şiirler yazar. “Leman’ı sevişim, orada yazar-çizer arkadaşların isyankâr oluşlarıyla ilgili. Ben severim öyle insanları.” Öküz Dergisi Genel Yayın Yönetmeni Metin Üstündağ, şair ile ilgili anısını şöyle anlatır “Öküzü hazırlarken baba isimler diye tabir ettiğimiz imzaların yazılarının yarısını derginin başına, yarısını da derginin sonuna koyuyoruz ki, dergi güçlü başlayıp güçlü bitsin. Bu amaçla Can Yücel’in şiirini son sayfalara koydum bir sayıda. Dergi çıkar çıkmaz dergiye telefon etmiş “benim şiirimi derginin kıçına koyanın, o dergiyi kıvırır kıçına sokarım” diye. Bunu ben duydum hemen bir faks çektim “Sevgili Can baba, şu anda Datça’da temmuz ayında beni anmışsın galiba, kıçım acayip kaşındı” diye. “Can Baba ile böyle sevişiriz.” Çeşitli isimlerin şair hakkında konuşmuşluğu var, bazıları şöyle “Dalgasını geçiyor hayatla, en çok da kendisiyle. Gündeminde her şey var; politikada, şehvet de tarih de. Özetle ölümü ve yaşamı kucaklayan her şey.” Refik Durbaş “Aslında o halkın şairi, halkın öfkelerini, tepkilerini, kızgınlıklarını dile getiriyor. Onun bulup şiirlerine koyduğu kelimeler aslında halkın taşları…Halkın kelimelerini yazdığı için de adama küfürbaz veya düzene baş kaldırıyor diyorlar.” Necati Doğru “İstanbul Boğazı için martı ne ise, şiirimizde Can Yücel odur. Can Yücel şiirimizin martısıdır. O denli çığlık çığlığadır.” Sunay Akın Bülent Ecevit ile mahalle arkadaşı olan Can Yücel, sinirliyken küfreden, alkol içen biriydi. Alkole olan bağlılığını anlatabilmek için şunu söyleyebiliriz Hapishane yıllarında kader arkadaşları ile koğuşta şarap yapmışlığı vardır. Hatta günün sonunda şair kendi dışında herkesin istiğfar ettiğini söyler bir röportajda. Esprili bir kişiliği vardı. Hiciv sanatı için gereken her şeyi vardı ki bu konuda yakın tarihteki en iyi şairlerden biriydi. Dipnot Bilmek isteyeceğinizi düşündüğüm bir bilgi vereyim. Can Yücel’in 1956’da Oktay Rıfat ve Ahmed Arif’in tartışmasına karışmışlığı var. Mesele Abidin Dino’nun evinde cereyan ediyor ilk olarak. Şairler Yaprağı dergisinde iki şair atışırken Ahmed Arif’in cümlelerine ölçüsüz gibi yakıştırmalarda bulunuyor Can Yücel. Konuyla ilgili atışmaya buradan ulaşabilirsiniz. Bilmek isteyeceğinizi düşündüğüm bir başka husus ise, şairin son yıllarının geçtiği Datça ile ilgili. Belediye, her yıl Can Yücel günleri kapsamında yılın belirli günlerinde etkinlikler düzenleyerek şairi anmaya devam ediyor hala. “... Şiir fenerimle de baktım, son çığlık!Aşk yokmuş sizde beş paralık!Gidiyorum ben boşçakallarSıçmışım ortalık yerinizeKıçımın fosforuyla aydınlanın siz artık”
Sayfa İçeriği; En Güzel Can Yücel Şiirleri Kısa Aşk, Can Yücel Güzel Resimli Sözler, Can Yücel Aşk Şiirleri Kısa, Can Yücel’in Anlamlı Sözleri, Can Yücel Ünlü Sözleri, Can Yücel Anladım, Sevgi Duvarı, Eğer, Bağlanmayacaksın, Ben Hayatta En Çok Babamı Sevdim, Unutma, Buluşmak Üzere, Biraz Değiştim, Beklenti, Çay Bardakta, Her Şey Sende Gizli Şiiri, En Güzel Can Yücel Şiirleri Kısa Aşk, Can Yücel Uzun Güzel Anlamlı Cahit Sıtkı Tarancı ŞiirleriSevgiliye En Güzel İyi Geceler Şiiri Ünlü Şair Can Yücel, Hasan Ali Yücel’in oğludur. 1926 doğumlu şair, 1999’da hayata gözlerini kapatmıştır. Arkasında sevenlerine çok sayıda şiirini bırakan Can Yücel, Türk edebiyatında en çok okunan şairler arasındadır. Bu yüzden En Güzel Can Yücel Şiirleri ve Sözleri sayfamızı sizlerin faydalanması amacıyla hazırladık. En Güzel Can Yücel Şiirleri ve Sözleri hakkında geniş bir derleme yaparak şiir okurlarının istifadesine sunduk. Sayfamızda Can Yücel Güzel Resimli Sözler, Can Yücel Aşk Şiirleri Kısa, Can Yücel’in Anlamlı Sözleri, Can Yücel Anladım, Sevgi Duvarı, Eğer, Bağlanmayacaksın, Ben Hayatta En Çok Babamı Sevdim, Buluşmak Üzere, Biraz Değiştim, Beklenti, Çay Bardakta, Her Şey Sende Gizli Şiiri, Can Yücel En Güzel Şiirleri Can Yücel Uzun Şiirleri, Can Yücel Özlü Sözleri, Can Yücel Şiir Sözleri, Can Yücel Ünlü Sözleri bir arada bulunmaktadır. En Güzel Can Yücel Şiirleri Kısa Aşk Her Şey Sende Gizli Şiiri Yerin seni çektiği kadar ağırsın Kanatların çırpındığı kadar hafif.. Kalbinin attığı kadar canlısın Gözlerinin uzağı gördüğü kadar genç… Sevdiklerin kadar iyisin Nefret ettiklerin kadar kötü.. Ne renk olursa olsun kaşın gözün Karşındakinin gördüğüdür rengin.. Yaşadıklarını kar sayma Yaşadığın kadar yakınsın sonuna; Ne kadar yaşarsan yaşa, Sevdiğin kadardır ömrün.. Gülebildiğin kadar mutlusun Üzülme bil ki ağladığın kadar güleceksin Sakın bitti sanma her şeyi, Sevdiğin kadar sevileceksin. Güneşin doğuşundadır doğanın sana verdiği değer Ve karşındakine değer verdiğin kadar insansın Bir gün yalan söyleyeceksen eğer Bırak karşındaki sana güvendiği kadar inansın. Ay ışığındadır sevgiliye duyulan hasret Ve sevgiline hasret kaldığın kadar ona yakınsın Unutma yağmurun yağdığı kadar ıslaksın Güneşin seni ısıttığı kadar sıcak. Kendini yalnız hissettiğin kadar yalnızsın Ve güçlü hissettiğin kadar güçlü. Kendini güzel hissettiğin kadar güzelsin.. İşte budur hayat! İşte budur yaşamak bunu hatırladığın kadar yaşarsın Bunu unuttuğunda aldığın her nefes kadar üşürsün Ve karşındakini unuttuğun kadar çabuk unutulursun Çiçek sulandığı kadar güzeldir Kuşlar ötebildiği kadar sevimli Bebek ağladığı kadar bebektir Ve her şeyi öğrendiğin kadar bilirsin bunu da öğren, Sevdiğin kadar sevilirsin… Başka Türlü Bir Şey Şiiri başka türlü bir şey benim istediğim ne ağaca benzer, ne de buluta burası gibi değil gideceğim memleket denizi ayrı deniz, havası ayrı hava.. bir başka yolculuk dalından düşmek yere yaşadığından uzun bir tatlı yolculuk dalından inmek yere ağacın yüksekliğince dalın yüksekliğince rüzgarda ve bir yeni ömür vardığın çimen yeşilliğince nerde gördüklerim nerde o beklediğim rengi başka tadı başka.. Sevgi Duvarı Şiiri sen miydin o yalnızlığım mıydı yoksa kör karanlıkta açardık paslı gözlerimizi dilimizde akşamdan kalma bir küfür salonlar piyasalar sanat sevicileri derdim günüm insan içine çıkarmaktı seni yakanda bir amonyak çiçeği yalnızlığım benim sidikli kontesim ne kadar rezil olursak o kadar iyi Kumkapı meyhanelerine dadandık önümüzde altınbaş altın zincir fasulye pilakisi aramızda görevliler ekipler Hızır Paşalar sabahları açıklarda bulurlardı leşimi öyle sıcaktı ki çöpçülerin elleri çöpçülerin elleriyle okşardın beni yalnızlığım benim süpürge saçlım ne kadar kötü kokarsak o kadar iyi baktım gökte bir kırmızı bir uçak bol çelik bol yıldız bol insan bir gece sevgi duvarını aştık düştüğüm yer öyle açık seçik ki başucumda bir sen varsın bir de evren saymıyorum ölüp ölüp dirilttiklerimi yalnızlığım benim çoğul türkülerim ne kadar yalansız yaşarsak o kadar iyi Günaydın Şiiri Şimdi ben sana, GÜNAYDIN desem, Günün aydın olur mu ? Bilemem… Ama sen bana, Bir gün desen, Günüm değil, Gecem bile aydınlanır… Buluşmak Üzerine Şiiri Diyelim yağmura tutuldun bir gün Bardaktan boşanırcasına yağıyor mübarek Öbür yanda güneş kendi keyfinde Ne de olsa yaz yağmuru Pırıl pırıl düşüyor damlalar Eteklerin uça uça bir koşudur kopardın Dar attın kendini karşı evin sundurmasına İşte o evin kapısında bulacaksın beni Diyelim için çekti bir sabah vakti Erkenceden denize gireyim dedin Kulaç attıkça sen Patiska çarşaflar gibi yırtılıyor su ortadan Ege denizi bu efendi deniz Seslenmiyor Derken bi de dibe dalayım diyorsun İçine doğdu belki de İşte çil çil koşuşan balıklar Lapinalar gümüşler var ya Eylim eylim salınan yosunlar Onların arasında bulacaksın beni Diyelim sapına kadar şair bir herif çıkmış ortaya Çakmak çakmak gözleri Meydan ya Taksim ya Beyazıt meydanı Herkes orda sen de ordasın Herif bizden söz ediyor bu ülkenin çocuklarından Yürüyelim arkadaşlar diyor yürüyelim Özgürlüğe mutluluğa doğru Her işin başında sevgi diyor Gözlerin yağmurdan sonra yaprakların yeşili Bi de başını çeviriyorsun ki Yanında ben varım can yücel şiirleri resimli Bir Eşi Olmalı İnsanın Şiiri Bir eşi olmalı insanın Bakarken yüreğinin kabardığı, gözlerinden gözlerine yüreğinin aktığı… Âşık olduğu bir eşi olmalı! Sabah gözlerini açtığında, yanında olduğunu görüp, şükürler etmeli Yaradan’a. Koklamalı saçlarını uyuyan eşine şefkatle bakıp, usulca dokunmalı yüzüne, Bir eşi olmalı insanın Varlığını hissedebilmek için parmakları titremeli, incitirim korkusuyla. Sürekli çağlayan bir pınar olmalı gönlü. Kramplar girmeli midesine, onsuzluk aklına geldikçe! Bir eşi olmalı insanın Rüzgâr onun kokusunu getirmeli, yağmur onun sesini. Elleri yanmalı ellerini tutabilmek için. Akşam onu görecek diye, pırpır etmeli yüreği. Kelebekler gibi olmalı insanın kalbi. Ayakları birbirine dolaşmalı heyecandan, eve dönerken eşi. Beklemek asırlar gibi uzun gelmeli. Gelişi ile sonsuz bir nur dolmalı içine. Bir eşi olmalı insanın Yüzüne baktığında, konuşmadan anlamalı derdini, tasasını, öfkesini, sevincini, coşkusunu… Güven duymalı, her şeyiyle. Başını göğsüne koyup, huzurla uyuyabilmeli, tüm düşüncelerinden arınmış olarak. Babası, abisi, arkadaşı, dostu, sırdaşı, anası, çocuğu olmalı… Şımarabilmeli yanında. Kıskanılmalı zaman zaman da… Bir eşi olmalı insanın Sabah yolcularken işine, içi acımalı, daha yollarken özlemeye başlamalı. Seni şimdiden özledim.’ Bir eşi olmalı insanın Akşam dönüşünü beklemeli sabırsızlıkla. Gözleri yollarda kalmalı ve kapıyı çalmadan açmalı. Aşkla karşılamalı, hasretle sarılmalı boynuna, özlemle koklayıp öpmeli, yıllarca uzak kalmışçasına! Hayır Şiiri Dinlensin diyedir gözlerimiz Bu önümüzde açılıp giden manzara; Bu dünya, yoruldu mu kuşlar konsun diyedir, Ve tanrılar boşluktan bıkınca. Ellerimize malum olur nedense Suların rengi balıklarıyla, çiçekleriyle, Düşünmenin huzuru ayan olur; Soğuğun sessizliği hakeza. Yuvarlanan yıldızlar içinde saçlarımız, Boylarımız büyür usul usul; Duyulmasın diye gürültüler uykularda Yağmurlar yağar geceleri. Anayasası İnsanın Kan yasası bu insanın Üzümden şarap yapacaksın Çakmak taşından ateş Ve öpücüklerden insan! Can yasası bu insanın Savaşlara yoksulluklara Ve binbir belaya karşın İlle de yaşayacaksın! Us yasası bu insanın Suyu şavka döndürüp Düşü gerçeğe çevirip Düşmanı dost kılacaksın! Anayasası bu insanın Emekleyen çocuktan Uzayda koşana dek Yürürlükte her zaman Güzel’e Şiiri Dün gece senin küçücük elinle yalnız yattık Yalnız senin küçücük elinle yalnızlık Kandilli ilkokulu kadar kalabalık Zilleri çaldığında düşlerinin Sınıfların kapıları ardına kadar açık Gökyüzünün, denizin, toprağın, hayalle, emeğin Haklı sınıfları Belki de baskın korkusuyla vefasız, akıntıya atılan Kitaplar varya onlardan Öğrenmiş Marx’ı, gümüş balıkları Ve belki de onun için o kadar, O kadar aydınlık ortalık… Sen ki çiçekleri toplamayan güzelim Çicekleri sulayan çocuk Ve ben ki buruk ve kavruk Bir ihtiyar adamım artık Öyle güzeldim ki senle, çiçeklerden çok Ve anladım, anladım ki bir daha DÜŞÜNDE BİLE GÖREMEZ İŞLER DÜŞLERİN GÖRDÜĞÜ İŞLERİ Ömür Dediğimiz Nedir Ki? Ömür dediğimiz nedir ki? Çay bardakta Soğuyana dek geçen zaman Çayınız bardakta soğumadan Tadıyla için hayatı Soğutmadan sevgileri Soğutmadan sevdaları Soğutmadan dostlukları Yaşayın doyasıya Seviyorsanız koşun ardından Beş dakika bile duracak zaman yok Kırmadan, incitmeden Sevin İnsanı Kırmaya zaman yok Çayınız bardakta soğumadan İçin çayınızı hayat geçiyor Yaşamamak yüreklere zarar…… Bi Damlacık Şiiri Duru bir yeşildi ortalık Akşam güneşi kırılmış bir mızrak boyu Ve çocuk sesleriyle iniyordu ışık, Ağlarda sanki dargın bir kılınç balığı Pullarını döküyor üstüme Bir sessizliği anlatmak için yazıldı bu şiir Belki de anmak için bi damlacık bir sessizliği Farzet Hiç Ayrılmadık Farzet hiç ayrılmadık Gözümde tütüyor Gözümü tütsülüyorsun hala Hep birlikteyiz sanki Seninle ben ve DÜNYA Hayal Oyunu Ellerindi ellerimden tutan Ellerimdi ellerinden tutan… Bıraktığı anda ellerimiz ellerimizi Gökyüzüne vuracaktı gölgeleri ellerimizin Kimbilir kaç martılar halinde Bir masada karşı karşıya Seyrederken dudaklarını senin Dile gelmiş ilk Türkçeydik Henüz başlamış kül rengi bahar Ne savaş, ne barıştık biz… Bu dünyaya yeni gelmiş bir diyar Manolyaya gece konmuş kumrular… Bağlanmayacaksın Şiiri Bağlanmayacaksın bir şeye, öyle körü körüne. “O olmazsa yaşayamam.” demeyeceksin. Demeyeceksin işte. Yaşarsın çünkü. Öyle beylik laflar etmeye gerek yok ki. Çok sevmeyeceksin mesela. O daha az severse kırılırsın. Ve zaten genellikle o daha az sever seni, Senin onu sevdiğinden. Çok sevmezsen, çok acımazsın. Çok sahiplenmeyince, çok ait de olmazsın hem. Hatta elini ayağını bile çok sahiplenmeyeceksin. Senin değillermiş gibi davranacaksın. Hem hiçbir şeyin olmazsa, kaybetmekten de korkmazsın. Onlarsız da yaşayabilirmişsin gibi davranacaksın. Çok eşyan olmayacak mesela evinde. Paldır küldür yürüyebileceksin. İlle de bir şeyleri sahipleneceksen, Çatıların gökyüzüyle birleştiği yerleri sahipleneceksin. Gökyüzünü sahipleneceksin, Güneşi, ayı, yıldızları… Mesela kuzey yıldızı, senin yıldızın olacak. “O benim.” diyeceksin. Mutlaka sana ait olmasın istiyorsan bir şeylerin… Mesela gökkuşağı senin olacak. İlle de bir şeye ait olacaksan, renklere ait olacaksın. Mesela turuncuya, ya da pembeye. Ya da cennete ait olacaksın. Çok sahiplenmeden, çok ait olmadan yaşayacaksın. Hem her an avuçlarından kayıp gidecekmiş gibi, Hem de hep senin kalacakmış gibi hayat. İlişik yaşayacaksın. Ucundan tutarak… İkimizin Arasında Şiiri Bir gün şayet camsız çerçevesiz penceresiz Bir gün ben, çadır bezi bir perdeden Günlerin toz-toprak şarkısını çırparken Canevimin önünden geçersen, Bir gün şayet boynumda yem torbası hayallerim asılı Bir gün şayet samançöpü bir sokak dişlerim arasında Canevinin önünden geçersem Anlatırım nasıl nerde Bir ulu çınara takılı bir kuyrukluyıldız Bir yeşil telaşta çırpınan ışığımız Anlatırım nasıl nerde… Sonra eğilir kulağına derim Bekle Çocukken kaçırdığım uçurtma dönsün gelsin Hele çarpsın bu çerçi yükü şehirlere, Hele ürksün fincancı katırları! Yorgunluk Şiiri Kuşlar vardır, cana benzer havalarda Soğuksa kar, baharsa yaprak; Bir başına büyür toprakta ömrümüz, Güneşle yeşil elleriyle çıplak; -Uslu ayaklarla başlamış yolculuk- Yürünmez öyle, bazen durulur, Ve iner erenler katına yorgunluk; Kapanır sükun üzre kitaplar. Nefeslerle sürüp giden yaşamamız Bir su kenarına gelir durur; Ekmekten, şaraptan öte nimetler vardır; Yürünmez öyle hep, bazen susulur. Nuhun Kızı Şiiri Uzun sulardan tirenler aklkıyor Islak bir istasyona iniyorum akşamları Adım başında bir gaz`te ölüsü Bozuk bir şemsiye gibi kapanıyor gün Ve bir kapı açılıyor Senin iki kanatlı kapın Ne benim yalanlarım ne de bu haftalarca yağmur Kimseler yıkayamaz ellerinin beyazlığını Suda Şiiri Bir çift yaprakmış dalında yumuşacık Tutmuşum, tutmuşum ellerinden senin Düşmüşüz yavaşça bir sakin derenin İçindeymişik, yeşilmişik, sazmışık Balıklar gibiymiş sessiz ve karanlık, Yüzermiş saçların, yüzermiş nefesin Susarmışız öyle, bir sakin derenin İçindeymişik, yeşilmişik, sazmışık
baba ile ilgili şiirler can yücel