SORU 1: Felatun Bey’in babasının adı nedir? A- Ahmet Bey B- Mustafa Meraki Efendi C- Mutasarrıf Hilmi Bey D- Ziya Efendi E- Şevket Bey SORU 2: Felatun Bey'in kız kardeşinin adı nedir? A- Mihriban Hanım B- Merve Hanın C- Miyase Hanım D- Mihrimah Sultan E- Mürüvvet Kadın SORU 3: Felatun Bey'in babasının maaşı ne kadardır?
FelatünBey ve Rakım Efendi kitabıyla Ahmet Mithat, batılılaşmayı doğru anlayan Rakım efendi ile yanlış anlayan Felatün Beyarasında geçen tartışmaları anlatır. Felatün bey, akıllı, kültürlü, ağırbaşlı biri olarak çıkar karşımıza. Batının ilmi yerine rahat yaşayışını almıştır. Buna karşın Rakım
2202.2021. felatun bey ile rakım efendi. dönemin en önemli yazarlarından olan ahmet mithat efendi "felatun bey ve rakım efendi" de diğer eserlerinde olduğu gibi bir batılılaşma macerası sunar. ironik bir bakış açısıyla kaleme aldığı romanında, tanzimat devrinin karakteristik tiplerini resmeder. doğu medeniyeti içinde ahlak terbiyesi almış roman kahramanları, batının
Ahmet Mithat Efendi - Felatun Bey ile Rakım Efendi PDF e kitap indir Felatun Bey ile Rakım Efendi (1875) (Ahmet Mithat Efendi) Felatun Bey Ahmet Mithat Efendi (1844-1912) Türk edebiyatının en verimli yazarlarından biridir. Yaşamı boyunca çeşitli alanlarda iki yüz kadar eser kaleme almıştır. En çok bilinen romanı "Felatun Bey ile Rakım Efendi"dir. Romana adını
KitapVideosu Roman karakterlerinden Felâtun Bey, batıtılaşmayı yüzeysel olarak yorumlamış ve sefa hayatı süren biridir. Rakım Efendi ise ona karşıt bir karakter olarak kurulmuştur.
FelatunBey ile Rakım Efendi - Türk Klasikleri en uygun fiyat, aynı gün kargo ve kapıda ödeme seçenekleriyle www.kitapci.com.tr'de. 3 Kitap 34,90 TL Sepete
8nB2skL. Felatun Bey ile Rakım Efendi Yine Star Gazetesi'nin Büyük Türk Romanları serisinden bir kitap; Ahmet Mithat Efendi'nin 1875 yılında yazdığı "Felatun Bey ile Rakım Efendi" isimli romanı. Önce Ahmet Mithat Efendi'ye bakacak olursak Tanzimat dönemi yazarı ve Türk edebiyatının ilk popüler yazarıdır. Bu kitabı da 31 yaşında yazmış. Wikipedia'da okuduğum ilginç bir bilgi," 1880 yılında Beykoz bir çiftlik satın aldı. Ona ait araziden kaynayan suya “Sırmakeş” adını verdi ve şişeleyerek içme suyu satışı başlattı....Ölümüne dek ikiyüzden fazla eser yayımlayan Ahmet Mithat, Türk edebiyatının gerçek anlamda ilk popüler yazarıdır. En büyük arzusu kitap okuyan bir toplum yaratmak idi. Çoğunluğa hitap etmek, derlerine tercüman olmak kaygısıyla çok sayıda eser verdi “kırk beygir gücünde yazı makinesi” olarak tanındı."Kitabı gerçekten çok beğendim, çoğu yerde oldukça güldüm. Bundan bir örneğe aşağıda yer vermeden önce kısaca konuya bakalım; genel olarak Batı düşkünü özenti Felatun Bey ile geleneklerine göre yaşayan terbiyeli, efendi, çalışkan Rakım Bey'in karşılaştırılması diyebiliriz. Felatun Bey babasından kalan parayla gününü gün ederken Rakım Bey dişiyle tınağıyla kazandığı parayla yüzünün akıyla yaşamaktadır. Rakım Efendi ne kadar olgun ve alçak gönüllüyse Felatun o derece onun tersidir. Bu ikisinin ortak dostları İngiliz Ziklas ailesidir. Bu ailenin Can ve Margrit adında iki güzel kızları vardır. Rakım bunlara Türkçe dersleri verir. Bu arada bir kere yüzünü görüp sevdiği Canan isimli güzel bir cariyeyi alır. Bu kızı sözde dadısı Fedayi'ye can yoldaşı olsun diye almıştır ama tam olarak adlandıramadığı bir sevgi duyar ona. Diğer taraftan 40'lı yaşlarını süren Madam Yozefina da Canan'a piyano dersleri vermektedir. Can ve Margrit Rakım'a hayrandırlar, Canan saf bir sevgiyle sever, Yozefin'se hem dostu olarak görür hem de cinsel yakınlık duyar. Rakım'sa bunlar karşısında ne yapacağını bilemez. O, her fırsatı değerlendiren Felatun gibi değildir, bir melek de değildir bir insandır ama herkes için en doğrusunu yapmak ister. Felatun sıklıkla kitapta komedi unsurunu sağlar. Örneğin Ziklas ailesinin evinde verilen bir davette dans ederken şöyle bir olay olur;".. oyun arasında kazaen Margrit'in ayağına basmakla beraber derhal kendisini toplamak için hareket etmesinin ardından arka tarafından bir ses duydu. Kötü düşünmeyiniz! Başka bir şey değildi. Gayet dar ve siyah olmasından dolayı çürük bulunan pantolonun kıçı boylu boyuna ayrılmıştı...... Bereket versin ki, o akşam ayağında iç donu vardı. Zira Felatun Bey, pantalonun düzlüğünü bozmamak için böyle zengin yere geldiği zaman pantolonunu donsuz giymeye alışık olduğundan eğer yine bu adete uymuş olsaydı, işin içindeki en büyük sakatlık o zaman meydana çıkardı."Bu paragraf beni çok güldürdü. Rakım Efendi her durumda iyi niyetini ve nezaketini korur. Sonunda bu karmaşık sevgi ilişkilerinden sıyrılarak içindeki aşkı bulur. Kitap konusu bilinerek de son derece zevkle okunacak bir kitap olduğundan söylemekte mazhur görmüyorum, Rakım'ın bu aşkı cariyesi Canan'dır. Eski romanlarda garibime giden bir şey, en kibar konuşan kişilerin bile çok rahat "herif" kelimesini kullanmalarıydı. Etimoloji sözlüğünden öğrendim ki eskiden becerikli, elinden her iş gelen kişi manasında garibime giden nokta Cariyelik oldu. Daha önce okuduğum kitaplarda daha üstü kapalı anlatımlarla karşılaşmış olduğum için yanlış anladığımı düşünürdüm ama gerçekten de varmış böyle bir şey. "Nerde o eski İstanbul beyefendileri" derken o eski İstanbul beyefendilerinin cariyeleri olabileceği aklıma gelmemişti!!O zamanlarda bir erkek parayla satın aldığı esiri ile istediğini cariye başlığı altında şu bilgiye rastlıyoruz;"Cariye ya da halayık, yabancı ülkelerden kaçırılıp özgürlükten yoksun bırakılan, alınıp satılabilen, her konuda efendisinin isteklerine bağlı bulunan genç kadın...İslam Devleti ve Osmanlı İmparatorluğu'nda 19. yüzyıl ortalarına kadar var olan bir sistemdi...Köleliğin insani ve ahlaki bir kurum olmadığı aydınlanma çağında ilk olarak seslendirilmeye başlanmıştır. İlk kanunlar İngiltere'de ve ABD'de 19. yüzyılın ilk çeyreğinde, 1807 yılında çıkarılmış, daha sonra diğer Avrupa devletleri onları izlemişti. Avrupa'da İngiltere'den sonra köleliği ilk kaldıran Osmanlı İmparatorluğu' kölelik, Sultan Abdülmecid döneminde 1847'de bir fermanla yasaklanmıştır."Kitabın sonunda Rakım, Canan'a olan aşkından emin olduktan sonra onunla dini nikah yapmaya karar verir. Bir süre sonra ondan çocuğu olur; bu haberin verilişini de çok şairane bulduğumdan alıntılamak isterim ;"... Canan'ın can evinde bir ciğarparenin canlanıp oynamakta bulunduğunu haber verdi."Yalnız can sıkıcı olan kısım Yozefino'nun da bir süre sonra Rakım'ın kucağına bir bebek vermesi ve bu durumun Rakım'ın mutluluğunu ikiye katlaması. Rakım Canan'ı seviyor evlenecek onunla derken Rakım kendi haremini kurmayı mı istiyor anlamadık. Yine de bu durum kitabın verdiği keyife engel olmuyor. Tavsiye ederim...Resim
Mustafa Merakı Efendi'nin oğlu Felatun Bey, babası gibi kılık kıyafete düşkün biridir. Varlıklı bir aile çocuğu olduğu için hesapsızca harcar. Ona göre Batılılaşmak; lüks yaşamak, şık giyinmek ve eğlenceden eğlenceye Bey, yarım yamalak Fransızcasıyla yabancı aileler arasında dolaşmaktan zevk almakta, belli bir iş tutmamakta, zamanı mağazaları dolaşmakla, elbise provaları yaptırmakla, eş dost ziyaretleriyle geçirmektedir. Babası ölünce büyük bir mirasa konar; ancak varını yoğunu tanıştığı bir İtalyan kadın oyuncuya yedirir. Baba mirasını hepten tüketince, eski aile dostları yardımına koşar, ona İstanbul dışında bir iş bulurlar. Felatun Bey, büyük bir utançla İstanbul'dan ayrılmak zorunda Efendi, Felatun Bey'in tam karşıtı bir tiptir. Küçük yaşta anasız babasız kalmasına, çok yoksul olmasına rağmen dadısının yardımıyla kendini çok iyi yetiştirir. Çamaşırcılık yaparak kendisini büyüten dadısına minnettardır; kişilikli bir insan olur. Çok çalışarak Fransızca öğrenir, kendisine iyi bir iş bulur, yabancılara Türkçe dersleri verir. Evine cariye olarak aldığı Canan'ı eğitir, yetiştirir ve sonunda onu severek onunla evlenir. Mutlu bir evlilikleri olur.
Felatun Bey ile Rakım Efendi Tahlili İncelemesi, Felatun Bey ile Rakım Efendi Romanı tahlili incelemesi, Ahmet Mithat Efendi Felatun Bey ile Rakım Efendi Tahlili, ROMAN TAHLİLİ, Felatun Bey ile Rakım Efendi / Ahmet Mithat EfendiÖzetMustafa Meraki Efendi'nin oğlu Felatun Bey, babası gibi giyime kuşama çok düşkün biridir. Varlıklı bir aailenin çocuğu olduğu için su gibi para harcar. Ona göre Batılılaşmak, lüks yaşamak, şık giyinmek ve eğlence yerlerinde gezip tozmaktır. Felatun Bey, yarım yamalak Fransızcasıyla yabancı aileler arasında dolaşmaktan zevk almakta, belli bir iş tutmamakta, zamanı mağazaları dolaşmakla, elbise provaları yaptırmakla, eş dost ziyaretleriyle geçirmektedir. Babası ölünce büyük bir mirasa konar; ancak varını yoğunu tanıştığı bir İtalyan kadın oyuncuya yedirir. Baba mirasını hepten tüketince, eski aile dostları yardımına koşar, ona istanbul dışında bir iş bulurlar. Felatun Bey, büyük bir utançla İstanbul'dan ayrılmak zorunda Efendi, Felatun Bey'in tam karşıtı bir tiptir. Küçük yaşta anasız babasız kalmasına, çok yoksul olmasına rağmen dadısının yardımıyla kendini çok iyi yetiştirir. Çamaşırcılık yaparak kendisini büyüten dadısına minnettardır; kişilikli bir insan olur. Çok çalışarak Fransızca öğrenir, kendisine iyi bir iş bulur, yabancılara Türkçe dersleri verir. Evine cariye olarak aldığı Canan'ı eğitir, yetiştirir ve sonunda onu severek onunla evlenir. Mutlu bir evlilik yaşarlar. I. OLAY ÖRGÜSÜ Felâtun Bey büyücek kalemlerin birisinde memurluk yaptığının anlatılması Kitapçıların ilk çıkan kitapları hemen Felatun Bey’e getirmelerinin anlatılması Rakım Efendi’nin Eğitimini nasıl tamamladığının anlatılması Rakım Efendi’nin bir matbaacıdan 20 altına Fransızca bir kitap çevirisi teklifini alması ve kitabı çevirdiğinin anlatılması Felatun Bey’in yas tutmaktan kurtulduğuna sevinmesi Rakımın Efendi’nin Türklerde yas âdetinin Batı’daki gibi olmadığını söylemesi Felatun Bey’in tatlı bir belaya çattığını söylemesi Rakımın şaşırması Felatun Bey’in gönlünü bir aktriste kaptırdığını söylemesi Rakımın Efendi’nin Batılı tarzda yas tutmasına o aktristin mi sebep olduğunu sorması Felatun’un bunu onaylaması ve babasının ölümüne sevgilisinin daha çok üzüldüğünü söylemesi Rakım’ın şaşırması Felatun’un sevgilisinin nasıl yas tuttuğunu anlatması Rakım’ın yine şaşırması Felatun’un Rakım’a yabancı sevgilisini görmek isteyip istemediğini sorması Rakım’ın izni olursa görmek istediğini söylemesi ve ama onun bu kadar çok sevdiği kızı yabancılara nasıl göstermek istediğini merak etmesi Felatun’un Rakımı kaba Türklükle suçlaması ve alafrangalıkta böyle bir şeyin olmadığını söylemesi Rakım’ın bir türlü alafrangalığa ısınamadığını belirtmesi II. TEMALAR Ferdi Tema Eserde en çok dikkat çeken ferdi temaların başında aşk konusu ile Canan arasında yaşanan saf ve temiz aşk, bu duygunun kural ve sınıf tanımadığını ortaya koyması bakımından ki biri kültürlü öbürü ise para karşılığı satın alınan cahil birisidir, ancak bunun yanında Canan zamanla Rakım tarafından- bir nevi yazarın isteğiyle diyebiliriz- kendisine layık bir duruma getirilince bu fark ortadan yandan İngiliz kızlarının özellikle Can’ın Rakım’a karşı beslediği karşılıksız aşk duygusu da dikkate değer bir olaydır. Eserde şehvet duygusuna da yer kendinden yaşça küçük olmasına rağmen Rakım’a karşı hissettiği cinsel duygularla karışık insani sevginin romanda önemli bir yeri vardır. Kıskançlık duygusuna da az da olsa aşk duygusu dahilinde yer daha çok paylaşmaya karşı duruş şeklindeki bir duyguyu da gerek Canan’da gerek İngiliz kızlarının her ikisinde de birbirlerine karşı kendini göstermektedir ki bu da yine Rakım’a karşıdır. Ayrıca acıma duygusu da güçlü bir şekilde Can’ın kendisine karşı beslediği tek taraflı aşk yüzünden düştüğü amansız hastalık nedeniyle her geçen gün daha da erimesini görünce ona çok bu hastalığın sebebinin kendisi olduğunu öğrenince, üzüntüsü ve acıma duygusu onda adeta ıstırap haline gelmiştir. Sosyal Tema Eserde sosyal tema ferdi temaya göre daha arka planda yazar ağırlıklı olarak tek bir sosyal temayı işlediği için eserin bütününden bu konuyu çıkarmak pek kolay konu ise “Batılılaşma” konusu ve batılılaşma karşısında bizim toplumumuzun ve kültürümüzün nasıl etkilendiği Rakım Efendi ve Felatun Bey, iki örnek tip ele alınarak batılılaşmayı nasıl anladığımız masaya konmaya ve çağdaşlaşma yolunda Avrupa’dan yalnız bilim ve teknik yönünden faydalanmamız gerektiği gerçeği okuyucuya verilmek dışında kalan yaşam biçimi, milli zevklerimiz, milli kültürümüz asırların birikimiyle zaten bizde en özgün biçimde mevcuttur düşüncesi dile getirilmiştir. Eserde bunun yanında o zamanların amansız hastalığı olan “Verem” konusu da hastalık o zaman için tedavisi olmayan ve kurtuluşu zor olan bir hastalık olduğu için halk arasında korku duyulan bir durumdur. III. KİŞİLER Bakımından Derecedeki Kişiler Rakım Efendi İki zıt tipin karşılaştırılması şeklinde oluşturulan bu romanda en çok konu edilen kişi Rakım Efendi ağırbaşlı, çalışkan, vaktini boşa harcamayan biridir. Onun ilişkileri karşılıklı çıkarlara dayanmamaktadır. Rakım Efendi, Fransızca, Arapça ve Farsça’yı anadili gibi bilmektedir. Bu özellikleriyle Rakım Efendi kültürlü, bilgili, çağdaş ve batılılaşmayı doğru anlayan bir tip olarak göze çarpmaktadır. Aynı zamanda o,ahlaklı ve iyi huy olarak gördüğümüz tüm davranışları üzerinde toplamıştır ki bu yönüyle tam bir Osmanlı beyefendisi özelliği göstermektedir. Rakım Efendi saydığımız özellikleriyle adeta okuyucunun zihninde bir melek olduğu düşüncesini uyandırmıştır. Ancak yazar bu durumda romana müdahale ederek Rakım Efendi’nin sonuçta bir insan olduğu gerçeğini okuyucuya göstermektedir. Bunu da roman içerisinde gerek Josefino ile girdiği gizli, ancak pek de fena sayılmayacak ilişkiden gerek ev içinde Canan ile girdiği ilişkiden gerekse de çok nadir de olsa Felatun Bey hakkında zihninden geçirdiği haklı ve olumsuz düşüncelerden yararlanarak okuyucuya göstermektedir. Felatun Bey Romandaki zıt kişiliklerden olumsuz tarafı temsil eden Felatun Bey isminden dolayı kendini çok bilgili, kültürlü biri olarak görür çevresine de böyle görünmeye çalışır. Kendileri her geçen gün değer yargılarına biraz daha yabancılaşarak güzel Fransız kadınlarıyla çıkarlara dayanan kısa ömürlü aşklar yaşarken, kötü sonunu hazırlamakta olduğunun farkında değildir. Yazar bu tip sayesinde okuyucuya yapmaması gereken davranışları açık bir şekilde söylemekte ve okuyucunun Rakım Efendi ile bu tip arasında bir seçim yapmasını istemektedir, ancak Felatun Bey’in çirkin taraflarını göstererek seçimi okuyucuya bırakmıştır. Ayrıca zamanın genel düşünce yapısı Felatun Bey üzerinde toplanarak taklitçiliğin etkisiyle kişinin yozlaşması okuyucuya çok çarpıcı bir şekilde verilmiştir. veya Karşı Gücü Temsil Eden Kişiler Romanda varlığını açık olarak hissettiğimiz düşman veya karşı gücü temsil eden bir tip bulunmamaktadır, ancak bu bahiste Rakım Efendi’nin tam zıttı davranışlar sergilemesi bakımından Felatun Bey’i zikredebiliriz. Edilen ve Korku duyulan Kişiler ya da Kavramlar Burada Canan’ın adını verebiliriz. Rakım Efendi Canan’ı satın aldığı ilk sıralarda bu kızın sağlıksız ve bakımsız durumda olması sebebiyle Canan’a herhangi bir ilgi duymamıştır, fakat Canan’daki zarifliği ve güzelliği daha ilk bakışında fark etmiştir. Dadı Kalfa’nın iyi bakıcılığı ve Rakım’ın da çok yakın olarak ilgilenmesi sonucunda adeta Canan’ın içindeki cevher ortaya çıkmıştır. İleride yönlendirici kişiler bahsinde sayacağımız Josefino’nun etkisi yardımıyla da Rakım bu çekiciliğe daha fazla karşı yanında Dadı Kalfa da Canan’ı etkilemekte ve ona Rakım’ı nasıl etkileyeceği konusunda taktikler Dadı Kalfa gerek Josefino mükemmel kişiliklere sahip olan bu iki çocuğun birbirine çok yakışacağını düşünmekte ve her ikisi de bu çocukları etkilemek ve birbirine kavuşturmak için başarılı olana kadar büyük çaba harcamışlardır. Kişiler Josefino Bu kişi roman içerisinde büyük bir etkiye sahip olması sebebiyle önemli bir yere sahiptir. Bir arkadaş toplantısında Rakım’la tanışan Josefino Rakım’la daha yakın bir ilişki kurmak için özel bir çaba harcamış, Canan’a ders vermeyi sadece Rakım’ın dostluğu karşısında kabul etmiş, kısa süre sonra Beyoğlu’ndaki kendi evinde Rakım’la bir muhabbet içerisine isteyerek girmiştir ve böylece kendi egosunu tatmin etmiştir. Belki bu tatminlikten dolayıdır ki yaşça küçük olmasına rağmen çok beğendiği Rakım’ı en az Rakım kadar sevdiği Canan’a daha layık gördüğünü yolla Canan’la Rakım’ın mutluluğuna büyük katkıda bulunmuştur. Dadı KalfaFedayiYönlendirici özelliği Canan üzerinde ağır basan Fedayi eve ilk geldiği sıralarda toy ve eğitimsiz olan Canan’ın yetişip serpilmesinde büyük etki yapmış, Rakım’ın gözü önünde Canan’ın yeniden doğmasını sağlamıştır. Bunu yaparken de bu iki çocuğu birbirine çok yakıştırdığı için kızın içine Rakım’a karşı aşk tohumunu kendisi serpmiştir. Bu kişinin evde yapılması gereken bazı işlerin ve halledilmesi gereken eksiklerin tamamlanması için Rakım’ı uyarması bakımından da bir yönlendirici tarafı bulunmaktadır. Doktor Z Doktor İngiliz kızın Rakım’a karşı duyduğu derin aşk sebebiyle ince hastalığa düştüğü sırada romana girmiştir. Yaptığı ilginç muayene sonunda teşhisi koymuş ve kızın dermanının da Rakım Efendi’de bulunduğunu belirtmiştir. Burada Mister Ziklas’ı kızla Rakım’ın evlenmesi gerektiğine inandırması bakımından yönlendirici bir kimliğe sahiptir. Kişiler Can Bu romanda alıcı kişi olarak en başta Can’ı sayabiliriz. Rakım bu İngiliz kızlara ders vermeye başladıktan ilk zamanlardan beri her ikisini de büyük ölçüde etkilemiştir, ancak bunun farkında değildir. Gerek düzgün bir fizik ve yüz yapısına gerek iyi huy ve ahlaka sahip olması bakımından kızlara kendisini ki, Can aradan geçen yaklaşık bir sene sonra devasız bir derde tutulmuş,günden güne erimeye ki Rakım’ın bu durumdan haberi ancak bu anda anlaşılmaz bir şekilde Can yakalandığı bu amansız hastalıktan kurtuluyor ve tekrar hayata olayda Can’ın rolüne bakacak olursak Can kendi kendini böyle bir derde düşürüyor ve sonunda da akıl almaz zararlar görüyor. Margrit İngiliz kızlardan Margrit kardeşi Can kadar etkilenmese de roman içinde Rakım’dan o da etkilenmiş ve hayatından eskisi kadar zevk almamaya başlamıştır. Zira Margrit de babası tarafından bu olaylarda daha fazla zarar görmemesi için İstanbul’dan başka bir yere gönderilmiştir. Kısaca Margrit için de Rakım’la yakınlaşması sonucu onun da olumsuz yönde etkilenen kişilerden olduğunu söyleyebiliriz. Polini Bu kişilik romanda para ve zevk düşkünü olan ve varlıklı erkekleri sömüren bir özellikte verilmiştir. Bu kadın alafranga kültürünün tipik bir örneği olarak görünmekle beraber hafiften de meşrep biridir. Roman içerisinde Felatun’a kumar gibi kötü bir alışkanlık karşısında destek olmakta onu teşvik alemlerinde,kumar masalarında Felatun’un serveti tükenince Polini Felatun’u terk etmiş,ancak Rakım’ın tüm uyarılarına rağmen Felatun bu olaydan sonra durumu özellikleriyle Polini çıkarcı ve şeytan kadın olarak karşımıza çıkmaktadır. Kişiler Mister ve Misters Ziklas Bu iki kişilik sadece Rakım Efendi’nin iyi özelliklerini dile getirme, okuyucuya sunma, aynı zamanda Felatun Bey’in çirkinliklerini de hatırlatarak bu iki kişilik arasındaki farkın hatırda kalmasını sağlamak amacıyla romanda yer almaktadır. Aslında iyi ile çirkin olanın karşılaştırılmasının yapıldığı romanda gerçekte yazarın düşünceleri olan iyi huy ve erdemlerin savunulması çoğunlukla bu iki kişinin ağzından verilmek kişilerin romandaki rolleri bundan ibarettir ve yardımcı kişi olarak gözümüze çarpmaktadırlar. Dekoratif unsur Durumundaki Kişiler ve Kavramlar Mihriban Hanım Roman içerisinde pek bir görevi olmamakla beraber Felatun Bey’in kardeşi olarak ara sıra hatırlanmaktadır. Mihriban Hanım alafranga hayatı seçmiş olan bir aileden gelmiş olmasına rağmen babasının ölümünden sonra Felatun Bey kendisiyle ilgilenmemiş, kendisi de orta halli biriyle evlenerek alaturka hayata mahkûm olmuştur. Bilgisiz ve narin yetiştirildiği için bu evlilikten sonra kocası tarafından bir eğitime tutulmuştur. Kişinin aslına dönmeye mecbur kalmasını göstermesi bakımından romanda önemli bir yere ve role sahiptir. IV. ZAMAN Zaman Bu romanda zaman kavramı belirtilmemiş, olayların gerçekleştiği ve kişilerin bulunduğu zaman tam olarak verilmemiş, bu kavramın okuyucunun kendisi tarafından anlaşılması sağlanmaya çalışılmış. Felatun Bey ile Rakım Efendi adlı romanda olaylar XIX. yy.’ın sonları ve XX. yy.’ın başlarında geçtiği da Osmanlı Devleti’nin yıkılmaya yüz tuttuğu için aydınların devleti kurtarma çabasına düştüğü, türlü fikirlerin ortaya atıldığı yıllara denk dönemde Türk aydınlar Avrupa’ya gitmiş, orada gördükleri yenilikleri kendi vatanlarına getirmeye çabalar sonucunda birçok yenilik yapılmış, her alanda iyileştirmeye gidilmiştir. Ancak kültürümüzde görülen aşırı yozlaşma, dilimize giren aşırı fazla yabancı sözcük, batılılaşmayı ve gelişmeyi yanlış anlamayla gelen taklitçilik nedeniyle yenilik hareketleri amacını bulamamıştır. Romanda da gördüğümüz alafranga kültüre özenti ve kendi benliğine giderek uzaklaşma olgusuna bakacak olursak romanda sosyal zamanın 1870 ve 1880’li yıllar olduğu zamanda Rakım Efendi’nin Fransızca tercümeler yapmasına bakacak tahminimizin doğru olduğu Batıdan yapılan çeviriler ilk defa Tanzimat yıllarında yoğun ve sağlıklı olarak yapılmıştır. Zaman Ahmet Mithat Efendi’nin bu eserinde ferdi zaman sosyal zamana göre daha belirgin bir kişilerinin yaşadığı olaylar belli bir kronolojik sıraya konmuştur, ancak yazar yer yer geriye dönerek belli bir zamandır unutulan kişiler hakkında bilgi vermiş ve o anda ne halde olduklarını okuyucuya bildirmiştir. Yazar olayları anlatmaya geriden başlamış, ana kişilerin öz geçmişlerini ve hayatlarını okuyucuya iki bölüm Felatun Bey ve Rakım Efendi’nin böylece aile hayatlarının ve geçmişlerinin anlatılmasıyla asıl bölümleri ise üçüncü bölümde başlar. Buna rağmen ikinci bölümde Rakım’ın eğitimine kendi çabasıyla dört yıl faydalı bir şekilde devam ettiği söylenmiştir. Üçüncü bölümde Rakım İngiliz kızlara derse gitmeye başlar, aynı zamanda da Canan’a ders vermeye ay sonra Canan Türkçe’yi öğrenmedeki başarısıyla İngiliz kızları Rakım’ın evine geleli üç ay olmuştu ki Canan’ın iyileştiği her geçen gün daha da belli olmakta,güzelleşip serpilmeye başlamıştır. İngiliz kızlara ders vermeye başlayalı altı ay olmuştu ki kızlar Türkçe’yi iyi öğrenmişler, okuyup yazmakla kalmamış ve düzgün cümleler kurmaya başlamışlar, dili yanlışız kullanmaya başlamışlardır. Eserde bir ara unutulmuş olan Feletun Bey aradan geçen üç ay içerisinde Polini’nin nasıl biri olduğunu anlamış, paraların suyu çektiğini görünce aklı başına boş yere yapılan masraflar ona ağır gelmeye bu arada Felatun’u terk etmiş ve Felatun bu olayları Rakım’a anlatmıştır. Rakım’ın Canan’ı satın almasının üzerinden bir seneden fazla süre geçmişti ki bu iki genç olayların sonunda evlendiler. Can’ın ise iyileşmeye başlayıp da ilk olarak ayağa kalkmasının ardından iki buçuk,üç ay kadar geçmişti ki Margrit İskenderiye’den ve Can’ın yavuklusu İzmir’den ve Margrit ile evlenmesi yine bu aralık kararlaştırılan bir yeğeni de Halep’ten gelip kasım üzeri bunların evliliği yapılmıştır ve düğünde Rakım bile oynamıştır. Bu düğünün üzerinden de altı ay geçmişti ki Canan ile Rakım’ın bir erkek çocukları oldu ve bu mutlu haberle yazar sözlerine son vermektedir. V. MEKÂN Geniş Mekânlar Romanda geniş mekân fazla önem taşımamakta, ancak yaşanılan yerin büyük bir şehir olduğu hemen okuyucu tarafından geniş mekân Osmanlı’nın dışa açılan penceresi olan İstanbul gibi büyük bir şehirdir. İstanbul Türk halkı için daima çok önemli bir merkez olmuştur. Türk milleti gerek Anadolu’ya girdikten sonra gerek Osmanlı kurulduktan sonra her zaman İstanbul’a ulaşmaya yüzyıllar boyunca oradan yönetilmiş, bütün yenilikleri ilk İstanbul halkı görmüş, orası Türk milletinin adeta vitrini olmuştur. Romanda da gördüğümüz gibi şehir hayatı çok hareketli verilmeye çalışılmış ve büyük kentlerin mozaik olma özelliği başarılı bir şekilde İngiliz ailesine, Çerkez esireCANAN,Rakım’ın Rum dostlarına ve Fransız Josefino’ya bakacak olursak bunu daha iyi anlayabiliriz. Ana Mekânlar Bu romanda ana mekânlar ana mekânın sınırlı oluşu, romanın bütününün belli birkaç farklı alanda başlayıp bitmesi , olayların sınırlı bir çevrede gelişmesinden ve kişilerin de az olmasından romanın böyle olması kişiler arasındaki ilişkilerin daha açık ve daha ayrıntılı olarak verilmesine zemin hazırlamıştır. Romanda olaylar en çok Rakım’ın evinde dışında Mister Ziklas’ın evi ve Josefino’nun evi eserde yer almakta ve bazı kısımlarda önemli sayılabilecek olaylar bu mekânlarda Rakım’ın evi çok ziyaret edildiği için yazar orayı tasvir etme ihtiyacı duymuştur Ev bir katlı mutfak,kiler,odunluk ve ev altı üç odalı ve bir salonlu, duvarları kağıtlı ve güzel halılar özellikleriyle tam bir Türk evi görüntüsündedir. Bunun dışında fazla ve gereksiz mekân tasvirlerine yer verilmemiştir. İç Mekânlar İç mekân romanda olayların çoğunlukla gerçekleştiği yerler olmasına rağmen kişilerin ruh hallerine fazla etki etmediği için tasvire de gerek iç mekânlarda da olaylar belli bölümlerde sınırlı kalmış, genellikle evlerin salonlarında birkaç bölümde Canan’ın bir defa Rakım’ı bir defa da Josefino’yu yatırmak için Rakım’ın odasına girilmiş, yine Rakım’ın evinde İngilizlere verilen davette diğer odalara geçilmiştir. Dış Mekânlar Dış mekânlar da eserde sıkça yer bulmuş,ancak bunlar hep Rakım Bey bir yerden bir yere giderken sadece adı geçen Beyoğlu, Posta Sokağı, Postabaşı, Tophane, Salıpazarı gibi yerler devamlı Rakım’ın yol güzergahını belirtmek için anılmıştır. Ayrıca bir de hep beraber gittikleri Kağıthane’deki kır gezintisi günlerini burada geçirdikleri için yazar da bu tabiat parçasının o anki durumunu biraz okuyucuya verme ihtiyacı duymuştur. Mekân-İnsan İlişkisi Eserde mekânın insan üzerinde herhangi bir etkisi yüzden tasvire de çok yer evlerin genel durumunun aile yaşantısına uygunluğu bakımından bazı değerlendirmeler eser içerisinde kişilerin ağzından Rakım’ın evi tam olarak Türk ev yaşantısına yanında Felatun Bey’in babasının kendi evlerini alafranga yaşantısına göre düzenlemesi önemli bir ayrıntıdır. Mekân-Eşya İlişkisi Eserde mekân-eşya ilişkisi de kişilerin yaşam biçimlerine göre dikkate alınmış, yaşadığı yerler kültür farklarına göre da kişiler üzerinde etki bırakan unsurlar olmadığı için eşyaların ev içindeki dizilişleri, mekânla olan uyumlulukları ve eşya tasvirleri gibi konulara önem verilmemiştir. VI. BAKIŞ AÇISI VE ANLATICI Konumu Felatun Bey ile Rakım Efendi adlı romanda gözlemci anlatıcı yazar Anlatıcı tekniği kullanılmıştır. Bu tekniğe göre anlatıcı olaylara görgü tanığı konumundadır ve olaylara belli bir mesafede durur. Yazar gördüklerini ya nesnel olarak anlatır ya da etken bir biçimde olaylara kendi düşüncelerini de katar. Gözlemci anlatıcı bu romanda da olduğu gibi bazen kendini açıkça belli eder, olayları keserek araya girer ve kendi fikrini söyleyerek okuyucuya kendi tercihini taraftan anlatıcı hakim bir konumdadır ve olayların öncesini sonrasını ve o anını her zaman her yerde ve her olup biteni bilir, yeri gelince her şeyden haber verir. Diğer yandan olaylara müdahalesi, kişileri yönlendirmesi, soru sorması ve yanlı tutumuna bakacak olursak yazar anlatma yöntemini baktığımız zaman olayların geçmiş zamanda gerçekleştiği ve sonradan anlatıcı yazar tarafından okuyucuya bildirildiği görülür ki bu da anlatma tekniğinin bir özelliğidir. Tutumu Ahmet Mithat Efendi’nin bu eseri romantizmin etkisinde yazılmış bir kendi tasarrufu eserde bayağı etkili bir şekilde kendini göstermektedir ve yazarın yanlı tutumu etkisiyle okuyucu yönlendirilmeye çalışılmaktadır. Romanda iyi ile kötünün karşılaştırılması yapılmış iyinin yanında kötü olan da açık olarak gözler önüne yazarın düşünceleri gerçekçi bir tutumla verilmek istenmiş iyinin savunuculuğu yapılmıştır. Felatun Bey’in yozlaşmış kişiliği ve taklitçiliği eserde yerilmiş, okuyucuya “Kendi özüne sahip çık.” denilerek Rakım Bey övülmüştür. Yazarla Eseri Arasındaki İlişki Eser yazarın, kalemine ne derece hakim biri olduğu konusunda bir kanıt halka ifade etmek için bir araç olarak kullandığı romanı eğitici bir unsur olarak görmüştür. Anlatma tekniğini kullandığı bu eserinde yazar, halka sunmak istediği düşüncelerini Rakım Bey’in ağzından duruma bakacak olursak yazar bu romanda bir nevi kendini de bundan dolayı olayların geçmişini ve geleceğini bilmektedir ve hakim bir bakışla esere dahil durumdadır. Açısı Yazar eserinde bir fikrin savunmasını yaptığı için kişilerden ve anlatım biçiminden ziyade olayları öne çıkarmaya arasındaki etkileşim, kişilerin iyi ve kötü tarafları çerçevesinde doğru ve yanlış olanın değerlendirmesi, kişilerin birbirini yönlendirmesi gibi unsurlar eserde yazarın istediği şekilde kullanılmıştır. Esere farklı kişilerin gözüyle baktığımız zaman olayları bazen dıştan içe bazen de içten dışa olarak bakımdan eserin baş kahramanlarından Rakım Efendi yeri geldiğinde yönlendirici yeri geldiğinde yönlendirilen kişi olabilmektedir. Eserde aslında içten dışa dönük anlatım fazla yer almamaktadır, ancak gerçekte yazarın düşünceleri olan Rakım’ın Felatun hakkındaki düşünceleri ve bunun tam tersi Felatun’un Rakım hakkındaki düşünceleri iç konuşmaları şeklinde verilmiştir. SORU-SORU İNCELEME/TAHLİLİ Okuduğunuz metinden yola çıkarak eserin yazıldığı dönemin sosyal ve kültürel özellikleriyle ilgili çıkarımlarda “Batılılaşma” konusu ve batılılaşma karşısında bizim toplumumuzun ve kültürümüzün nasıl etkilendiği Rakım Efendi ve Felatun Bey, iki örnek tip ele alınarak batılılaşmayı nasıl anladığımız masaya konmaya ve çağdaşlaşma yolunda Avrupa’dan yalnız bilim ve teknik yönünden faydalanmamız gerektiği gerçeği okuyucuya verilmek dışında kalan yaşam biçimi, milli zevklerimiz, milli kültürümüz asırların birikimiyle zaten bizde en özgün biçimde mevcuttur düşüncesi dile getirilmiştir Felâtun Bey ile Râkım Efendi romandaki temel çatışma Batı kültürü ve Milli kültür / Doğu – Batı çatışması Felâtun Bey ile Râkım Efendi Metindeki kahramanlar kimlerdir? Bu kahramanların belirgin özellikleri nelerdir? Derecedeki Kişiler Rakım Efendi İki zıt tipin karşılaştırılması şeklinde oluşturulan bu romanda en çok konu edilen kişi Rakım Efendi ağırbaşlı, çalışkan, vaktini boşa harcamayan biridir. Onun ilişkileri karşılıklı çıkarlara dayanmamaktadır. Rakım Efendi, Fransızca, Arapça ve Farsça’yı anadili gibi bilmektedir. Bu özellikleriyle Rakım Efendi kültürlü, bilgili, çağdaş ve batılılaşmayı doğru anlayan bir tip olarak göze çarpmaktadır. Aynı zamanda o,ahlaklı ve iyi huy olarak gördüğümüz tüm davranışları üzerinde toplamıştır ki bu yönüyle tam bir Osmanlı beyefendisi özelliği göstermektedir. Rakım Efendi saydığımız özellikleriyle adeta okuyucunun zihninde bir melek olduğu düşüncesini uyandırmıştır. Ancak yazar bu durumda romana müdahale ederek Rakım Efendi’nin sonuçta bir insan olduğu gerçeğini okuyucuya göstermektedir. Bunu da roman içerisinde gerek Josefino ile girdiği gizli, ancak pek de fena sayılmayacak ilişkiden gerek ev içinde Canan ile girdiği ilişkiden gerekse de çok nadir de olsa Felatun Bey hakkında zihninden geçirdiği haklı ve olumsuz düşüncelerden yararlanarak okuyucuya göstermektedir. Felatun Bey Romandaki zıt kişiliklerden olumsuz tarafı temsil eden Felatun Bey isminden dolayı kendini çok bilgili, kültürlü biri olarak görür çevresine de böyle görünmeye çalışır. Kendileri her geçen gün değer yargılarına biraz daha yabancılaşarak güzel Fransız kadınlarıyla çıkarlara dayanan kısa ömürlü aşklar yaşarken, kötü sonunu hazırlamakta olduğunun farkında değildir. Josefino Bu kişi roman içerisinde büyük bir etkiye sahip olması sebebiyle önemli bir yere sahiptir. Bir arkadaş toplantısında Rakım’la tanışan Josefino Rakım’la daha yakın bir ilişki kurmak için özel bir çaba harcamış, Canan’a ders vermeyi sadece Rakım’ın dostluğu karşısında kabul etmiş, kısa süre sonra Beyoğlu’ndaki kendi evinde Rakım’la bir muhabbet içerisine isteyerek girmiştir ve böylece kendi egosunu tatmin etmiştir. Belki bu tatminlikten dolayıdır ki yaşça küçük olmasına rağmen çok beğendiği Rakım’ı en az Rakım kadar sevdiği Canan’a daha layık gördüğünü yolla Canan’la Rakım’ın mutluluğuna büyük katkıda bulunmuştur. Dadı KalfaFedayiYönlendirici özelliği Canan üzerinde ağır basan Fedayi eve ilk geldiği sıralarda toy ve eğitimsiz olan Canan’ın yetişip serpilmesinde büyük etki yapmış, Rakım’ın gözü önünde Canan’ın yeniden doğmasını sağlamıştır. Bunu yaparken de bu iki çocuğu birbirine çok yakıştırdığı için kızın içine Rakım’a karşı aşk tohumunu kendisi serpmiştir. Bu kişinin evde yapılması gereken bazı işlerin ve halledilmesi gereken eksiklerin tamamlanması için Rakım’ı uyarması bakımından da bir yönlendirici tarafı bulunmaktadır. Doktor Z Doktor İngiliz kızın Rakım’a karşı duyduğu derin aşk sebebiyle ince hastalığa düştüğü sırada romana girmiştir. Yaptığı ilginç muayene sonunda teşhisi koymuş ve kızın dermanının da Rakım Efendi’de bulunduğunu belirtmiştir. Burada Mister Ziklas’ı kızla Rakım’ın evlenmesi gerektiğine inandırması bakımından yönlendirici bir kimliğe sahiptir. Can Bu romanda alıcı kişi olarak en başta Can’ı sayabiliriz. Rakım bu İngiliz kızlara ders vermeye başladıktan ilk zamanlardan beri her ikisini de büyük ölçüde etkilemiştir, ancak bunun farkında değildir. Gerek düzgün bir fizik ve yüz yapısına gerek iyi huy ve ahlaka sahip olması bakımından kızlara kendisini ki, Can aradan geçen yaklaşık bir sene sonra devasız bir derde tutulmuş,günden güne erimeye ki Rakım’ın bu durumdan haberi ancak bu anda anlaşılmaz bir şekilde Can yakalandığı bu amansız hastalıktan kurtuluyor ve tekrar hayata olayda Can’ın rolüne bakacak olursak Can kendi kendini böyle bir derde düşürüyor ve sonunda da akıl almaz zararlar görüyor. Margrit İngiliz kızlardan Margrit kardeşi Can kadar etkilenmese de roman içinde Rakım’dan o da etkilenmiş ve hayatından eskisi kadar zevk almamaya başlamıştır. Zira Margrit de babası tarafından bu olaylarda daha fazla zarar görmemesi için İstanbul’dan başka bir yere gönderilmiştir. Kısaca Margrit için de Rakım’la yakınlaşması sonucu onun da olumsuz yönde etkilenen kişilerden olduğunu söyleyebiliriz. Polini Bu kişilik romanda para ve zevk düşkünü olan ve varlıklı erkekleri sömüren bir özellikte verilmiştir. Bu kadın alafranga kültürünün tipik bir örneği olarak görünmekle beraber hafiften de meşrep biridir. Roman içerisinde Felatun’a kumar gibi kötü bir alışkanlık karşısında destek olmakta onu teşvik alemlerinde,kumar masalarında Felatun’un serveti tükenince Polini Felatun’u terk etmiş,ancak Rakım’ın tüm uyarılarına rağmen Felatun bu olaydan sonra durumu özellikleriyle Polini çıkarcı ve şeytan kadın olarak karşımıza çıkmaktadır. Olay örgüsünü oluşturan olaylar nerede ve hangi dönemde geçmektedir? Olaylar İstanbul’da bir konak ve Rakım Efendi’nin oturduğu kenar bir mahallede Tanzimat döneminde geçmektedir. Romanda kişi ve mekân tasviri yapılan bölümleri belirleyiniz. Felâtun Bey’in yayınlara merakı çok fazladır. “Canım, şöyle bir hikâye basılmış.” dediler mi Felâtun Bey için “Onu görmedim.” demek, imkânsızdı. Hangi kitap çıkarsa çıksın, satıcılardan kendisine daima kitap getirmeye alışmış olan, ilk önce Felâtun Bey’in kitabını götürüp Beyoğlu’nda mücellit H.’ye teslim eder ve o da alafranga olarak ciltleyip arkasına altın yaldız ile A ve P harflerini de bastıktan sonra getirip Felâtun Bey’in uşağına verir ve akşam, Bey geldikten hemen sonra kitabı görüp gayet düzenli kütüphanesine koyardı. Şimdi bu serveti, bu hazineyi avucunun içinde görünce hâlâ kendisinin olduğuna inanamayıp bir hayli düşündükten sonra bu hazineye sahip olduğuna inandığı zaman gözlerinden dolu taneleri gibi sevinç gözyaşları akmasına engel olamadı. Felâtun Bey ile Râkım Efendi’nin kişilikleri ile bulundukları mekânlar arasında nasıl bir ilişki sözkonusudur? Mekân-gerçeklik ilişkisini belirleyiniz. Her ikisinin de kişilik özelliklerine göre seçilmiştir. Felatun’un o dönemin Batılı hayat tarzının benimsendiği Beyoğlu’nda oturması , eğlenmesi ; Rakım Efendi’nin ise kenar bir mahallede mütevazi bir evde oturması Romanın temasını söyleyiniz. Romanın teması Yanlış Batılılaşma”dır.
Felâtun Bey ile Râkım Efendi’yi Tahsin Yıldırım’ın özenli çalışmasıyla size sunuyoruz. Modern anlamda Türk edebiyatının ilk örneklerini veren Ahmet Mithat Efendi, eserlerinde modernleşme, doğu-batı çatışması ve toplum meselelerine yoğunlaşır. Varlıklı ve züppe Felâtun Bey ile yoksulluk içinde büyümüş, çalışkan Râkım Efendi tipleriyle Osmanlı’da değişen insan tipleri ve yanlış Batılılılaşmayı ele almakla kalmaz, aynı zamanda okurlara modernleşmeye dair doğruları ve yanlışları da anlatır. Yazar, otobiyografik öğeler de içeren Felâtun Bey ile Râkım Efendi romanında toplumsal meseleleri zıtlıklar üzerine kurar. “Bu romanı ilginç saymamın iki nedeni var. Birincisi, Batılılaşma sorununu alafranga züppe tipini sergileyerek ele alırken, Türk romanında uzun yıllar kullanılan bu tipi ilk işleyen roman olması. Felâtun Bey ile Râkım Efendi’yi ilginç bulmamın ikinci nedeni, Batılılaşma sorununun Türk romanının kişilerini, kuruluşunu belirlemekte nasıl bir rol oynadığına, aşırı da olsa daha doğrusu aşırılığından ötürü iyi bir örnek oluşturması.” —Berna Moran
1 Ahmet Mithat Efendi’nin “Felatun Bey ile Râkım Efendi” romanının teması nedir?A Avrupalılaşmaya çalışmakB Doğu özentiliğiC Yanlış BatılılaşmaD Batı sevdalılığıE Eski zamanlara olan özlem2 Ahmet Mithat Efendi’nin “Felatun Bey ile Râkım Efendi” romanınında olaylar hangi dönemde geçmektedir?A Servet-i Fünun DönemiB Tanzimat DönemiC Milli Edebiyat DönemiD Divan Edebiyatı DönemiE Fecriati Dönemi3 Ahmet Mithat Efendi’nin “Felatun Bey ile Râkım Efendi” romanınında olay örgüsünü oluşturan olaylar nerede geçmektedir?A İstanbul’da bir konakta ve Rakım Efendi’nin oturduğu kenar bir mahallede Heybeli Ada’da ve yolcu vapurunda Sarayda ve sarayın hasbahçesinde Çamlıca tepesinde ve Felatun Bey’nin faytonunda İzmir’de bir konakta Ahmet Mithat Efendi’nin “Felatun Bey ile Râkım Efendi” romanının kahramanlarından Felatun Bey’in babası Mustafa Meraki Efendi karısı öldükten sonra neden tekrardan evlenmemiştir?A Kendi başının çaresine bakabileceğini düşündüğü içinB Kendini iş hayatına vermek istemesiC Biraz inzivaya çekilmek istemesiD Kendini çocuklarına adamak bilgilerini onlara aktarmak istemesiE Elinde iki çocuğu ile kalması ve o dönemin medeni anlayışlılığının bekâr yaşayabilmesine uygun olması5 Ahmet Mithat Efendi’nin “Felatun Bey ile Râkım Efendi” romanının kahramanlarından Mustafa Meraki Efendi’nin “Meraki” lakabı nereden gelmektedir?A Aşırı meraklı bir insan olmasıve bu sebeple rahatından bile Eşinden ayrılmış olması ve çok çapkın bir efendi İşine bağlı biri Çocuklarına olan düşkünlüğünden Avrupa’ya olan özentiliği Ahmet Mithat Efendi’nin “Felatun Bey ile Râkım Efendi” romanının kahramanlarından Felatun Bey’in vurdumduymaz kişiliğinin sebebi nedir?A Utangaç ve pısırık bir çocukluk Geri kafalı Küçük yaşta annesinin ölmesi ve babasının onun her isteğini yerine İnsanlara kendini öyle göstermek Daha ilgi çekici olacağını Ahmet Mithat Efendi’nin “Felatun Bey ile Râkım Efendi” romanınında hangi edebi akımdan etkilenilmiştir?A ParnasizmB RomantizmC NaturalizmD KlasisizmE Realizm8 Ahmet Mithat Efendi’nin “Felatun Bey ile Râkım Efendi” romanının kahramanlarından Rakım Efendi’nin dadısı aldıkları cariyeye niçin“Canan” adını vermiştir?A Ona göre bu ismin uğur getiriyor olmasıB Vefat eden annesinin adı olmasıC Onu candan sevsin, ona can yoldaşı olsun diyeD Çok hoşlandığı bir isim olmasıE Kendi çocuğu olsaydı, ona koymak istediği bir isim olduğu için9 Ahmet Mithat Efendi’nin “Felatun Bey ile Râkım Efendi” romanının kahramanlarından Rakım Efendi’nin hevesle kabul ettiği yeni işi nedir?A Vergi dairesinde terfi İngilizlerin iki kızına Türkçe dersleri vermeye Yurtdışına gözcülük görevine Piyano dersleri vermeye Fransızca öğretmek için teklif Ahmet Mithat Efendi’nin “Felatun Bey ile Râkım Efendi” romanının kahramanlarından Rakım Efendi eve neden piyano hocası tutmuştur?A Dadısının piyano çalma hevesi Derse gelen İngiliz kızların öğrenmesini Alaturka fikirlerden uzaklaşmak Rakım Efendi’nin piyano çalmak Canan’ın piyano çalmayı öğrenmek istemesi ve Rakım Efendi’nin Canan’ı dadısız dışarı çıkarmak istememesi. 11 Ahmet Mithat Efendi’nin “Felatun Bey ile Râkım Efendi” romanının kahramanlarından Canan neden Fransızca öğrenmiştir?A Rakım Efendi istediği için Küçüklüğünden beri Fransızca öğrenme hayali olduğu için Dönemin getirdiklerine ayak uydurabilmek için Piyano hocası Yosefino ile anlaşabilmek için Fransızca konuşmak istediği için Ahmet Mithat Efendi’nin “Felatun Bey ile Râkım Efendi” romanının kahramanlarından aşçı, Ziklas ailesinin ziyafetinde neden mayonez sosunu kazara dökmüştür?A Felatun Bey ile işi pişirdikleri esnada çarptıkları için Çok sakar bir aşçı olduğu için elinden Ziklas ailesi maaşını kıstığı için kasten Diğer hizmetçilerinden biri dökmüştür, aşçı ise suçu üstüne Sosu hazırlamayı unuttuğu için dökülmüş diye yalan Ahmet Mithat Efendi’nin “Felatun Bey ile Râkım Efendi” romanının kahramanlarından Canan’a müşteri çıkmasının sebebi nedir?A Diğer cariyelere göre okumayı, yazmayı, çalgıyı, dilleri çok çabuk Canan’a karşı özel duygular Canan’ın belli bir çevre tarafında ün Bir cariye olarak onu Canan’ı Rakım’dan ayırmak Ahmet Mithat Efendi’nin “Felatun Bey ile Râkım Efendi” romanının kahramanlarından Ziklas ailesi Mösyö’nün davetine neden çocuklarını götürmedi?A Onlara evde kalma cezası verdikleri Rakım Efendi ile olan derslerinin bölünmemesi Çocuklar davete katılmak istemediği Evde yapacak ödevleri olduğu Mösyö’nün davetine sadece büyüklerin katılması icap ettiği Ahmet Mithat Efendi’nin “Felatun Bey ile Râkım Efendi” romanının kahramanlarından Yosefino ve Rakım Efendiler Kağıthane’ye neden Çarşamba sabah erkenden gitmek istedi?A Öğlene doğru başka işleri olduğu Yosefino’nun tek boş saati olduğu Mekânın, Rakım ile birlikte dolaşabilecek kadar boş olması Gündoğumunu izlemek Birlikte daha çok vakit geçirebilmek Ahmet Mithat Efendi’nin “Felatun Bey ile Râkım Efendi” romanının kahramanlarından Canan, neden ağzını arayan Yozefino’ya bir şey söylemez?A Yosefino’dan hoşlanmadığı Efendi’siyle olan ilişkilerini dadı kalfadan başkasına anlatmanın ayıp olduğunu Dadı Kalfa konuşmasnı yasakladığı Rakım Efendi’nin böyle şeylerden hoşlanmadığını Rakım Efendi’yi gerçekten abisi gibi gördüğü Ahmet Mithat Efendi’nin “Felatun Bey ile Râkım Efendi” romanının kahramanlarından Yosefino neden Türklerin her hâlinin Avrupalılardan daha güzel olduğunu düşünüyor?A Avrupa’nın çok monoton olduğunu, geç yatıp sadece gece hayatından yararlandıklarını, tabiatın sadece akşam güzelliğinden faydalanıp sabahın güzelliklerinden mahrum olduklarını ve Türklerin daha eğlenceli, misafirperver olduğunu düşündüğü Türk mutfağını Avrupa’ınkinden daha çok beğendiği Türklerin daha evcimen ve sakin olduğunu düşündüğü Türklerin sadece gece hayatı olduğunu geceyi gündüz ettiklerini düşündüğü Geçmişinde Avrupa’da hoş şeyler yaşamadığını düşündüğü Ahmet Mithat Efendi’nin “Felatun Bey ile Râkım Efendi” romanının kahramanlarından Felatun Bey ara vermeden neden sürekli kumara devam etmiştir ve zarara uğramıştır?A Para kazandığını Metresi Matmazel Polini, kişisel çıkarları için ona oynamaya devam etmesinde ısrar Yapacak başka bir işi olmadığı için devam O kadar çok kazanç sağlamıştır ki gözünü kazanma hırsı Kaybedecek başka bir şeyinin olmadığını Ahmet Mithat Efendi’nin “Felatun Bey ile Râkım Efendi” romanının kahramanlarından Bay Ziklas neden kızlarının evde kalacaklarını düşünür?A Çok müşkülpesent davrandıkları Evlenmeyi düşünmedikleri ile birlikte kalmak istedikleri Kafalarını kitaplardan kaldırmayıp Katolik Rahibeleri gibi kocasız kalacaklarını değerlendirdiği Evlilik kurumunun onlara saçma gelmesi Ahmet Mithat Efendi’nin “Felatun Bey ile Râkım Efendi” romanının kahramanlarından Ziklas ailesi Rakım Efendi’nin Canan gibi bir cariyesi olmasına neden bu kadar şaşırmıştır?A Rakım Efendi’nin evinde cariye bulundurmasına Canan’ı hiç Canan’ın durumunun -İngilizlerin köle anlayışı- Amerika’da olduğu gibi olmadığı için Cariyelik anlayışı onlara ters olduğu için Canan’ı çok Ahmet Mithat Efendi’nin “Felatun Bey ile Râkım Efendi” romanının kahramanlarından Can ve Margrit’in Canan’a olan tavırları neden değişmiştir?A Kızı beğenmemiş, kötü Canan’ı, onun sahip olduğu özellik, değer ve zenginliklerinden dolayı Kızın onlara yeteri kadar hizmet etmediğini Kızın, Rakım’a yakışmadığını Esir olarak yüz lira etmiş olduğu için tavırları Ahmet Mithat Efendi’nin “Felatun Bey ile Râkım Efendi” romanının kahramanlarından Rakım Efendi neden Can ve Margrit’le olan dersini terk eylemiştir?A Can ona ters davranınca artık ona ihtiyaç kalmadığını düşünmesi ve Canan’ı araştırmaya başlamaları Çok önemli bir toplantısına yetişmek Dadı Kalfa’nın fenalaşması üzerine onu hastaneye yetiştirmek Bugün için dersin yeterli olacağını Felatun Bey onu eğlenceye Ahmet Mithat Efendi’nin “Felatun Bey ile Râkım Efendi” romanının kahramanlarından Felatun Bey neden Büyükdere’de bir ev kiralamış ve orada yaşamaya başlamıştır?A Büyükdere onun için farklı anlamlar Madamı orada yaşamak isteğinde Hotel’in masrafı ağır gelmeye başlamıştır, karşılayamayacak duruma Şehir ve eğlence hayatından biraz olsun soyutlanmak Hotel’de yaşamaktan sıkılmıştır, ev ortamının hasretini Ahmet Mithat Efendi’nin “Felatun Bey ile Râkım Efendi” romanının kahramanlarından Ziklas ailesinin büyük kızı Can’ın ölümcül hastalığı nedir, neden yataklara düşmüştür?A Verem teşhisi konmuştur, doktor bir haftalık ömrünün kaldığını Zenginlik depresyonuna Artık onun için hayatın bir anlamı Hava değişimlerinden ötürü üşütmüş ve hastalığı onu yatağa düşürecek kadar Rakım’a karşı olan hislerine hâkim olamamış ve sevda hastalığına Ahmet Mithat Efendi’nin “Felatun Bey ile Râkım Efendi” romanının kahramanlarından Can, Rakım Efendi’nin o iyileşsin diye yalandan ettiği sevda teklifini neden reddetti?A Ona olan hisleri artık eski şehvetini yitirdiği Rakım Efendi’nin ona acıdığı için bu teklifi sunduğunu ve aslında Canan’ı sevdiğini bildiği Can, babası, Rakım ve doktoru konuşurken onlara kulak misafiri olduğu Margrit’in kalbini kırmamak Felatun Bey’e karşı kalbinde yeni hisler filizlendiği için. Cevap Anahtarı 1-C 2-B 3-A 4-E 5-A6-C 7-B 8-C 9-B 10-E11-D 12-A 13-A 14-B 15-C16-B 17-A 18-B 19-D 20-C21-B 22-A 23-C 24-E 25-BFelatun Bey ile Rakım Efendi Ahmet Mithat Efendi Kitap Sınavı Yazılı Test Soruları ve Cevap Anahtarı 2 için tıklayınız...Felatun Bey ile Rakım Efendi Ahmet Mithat Efendi Kitabının Özeti, Konusu, Tahlili için tıklayınız...
felatun bey ile rakım efendi kitap soruları