nZvw. AYASOFYA'DA GECE Gece sessizliğinin hissettirdiği derin sakinlik içinde tarihi solumaya, müthiş hikayeler dinlemeye ne dersiniz? İstanbul’da bazı müzelerde gece turu yapmak mümkün, en çok tercih edilen de sanat ve mimarlık tarihi bakımından dünyanın en önde gelen anıtlardan biri olan Ayasofya Müzesi. Ayasofya Müzesi’nde her gün ziyaretçi kalabalığıyla geçiyor. İstanbul’a gelen turistlerin ilk uğrak noktası olan Ayasofya’da grupların biri girip diğeri çıkarken bir hengamedir gidiyor. İşte bazı tur şirketleri de bu kalabalık yüzünden bu özel yapıya gitmek isteyip de vazgeçenler için özel gece turları düzenliyor. “Müzede Bir Gece” konseptiyle yapılan bu turlar için Ayasofya özel olarak açılıyor. SADECE ACENTEYLE GEZEBİLİRSİNİZ Ayasofya’nın gündüz ziyaret saati saat bitiyor. Tur şirketlerinin gece gezileri de tam iş çıkışı saati olan sonrasında başlıyor. Gece gezme izni sadece A grubu acenteler için geçerli. Yani bireysel olarak gittiğinizde müzeye girmeniz mümkün değil. Hem zaten bu özel yapıyı profesyonel bir turist rehberinin anlatımıyla gece dinlemenin keyfi bambaşka. BİR FENOMEN OLDU “Müzede Bir Gece” konseptiyle Sacred7 Travelın organize ettiği turlara rehberlik yapan Saffet Emre Tonguç, hem rehberliği, hem de seyahat yazarlığı ile öne çıkan tanınmış bir isim. Ayasofya’da gece turunu üç senedir yaptıklarını ve gördükleri ilgi üzerine çoğaltarak devam ettiklerini anlatan Tonguç, haftalık ekonomi dergisi PARA’da çıkan haberde bu turun fenomen haline geldiğini; aylar öncesinden satışların kapandığını söylüyor. Tonguç, “Geziye katılanları gece adeta bir masalın içine sokuyorum. Ayasofya’da benim bir hikaye anlatıcısı olarak zaten çok fazla bir şey yapmama gerek yok; çünkü Ayasofya, bin 500 yıldır İstanbul semalarını süsleyen olağanüstü bir mekan” diyor. Saffet Emre Tonguç KİŞİ BAŞI ÇİFT BİLET VE EN AZ 50 KİŞİ ŞART Ayasofya’yı daha önce dünyaca ünlü yüze yakın isme gezdirdiğini anlatan Tonguç, şöyle konuşuyor “Bill Gates’in oğlundan, ortağı Paul Allen’a, Amerika eski Dışişleri Bakanı Madeleine Albright, Robert Redford, Oprah Winfrey, Kevin Spacey, Calvin Klein, tenisçi Monica Seles’ten dünyanın en ünlü Ceo’larına kadar hepsi için Ayasofya’yı gece açtırmıştık. Çünkü belli bir bağış ve belli sayıda bilet karşılığı, ki adam başı en az iki bilet alınması ve en az 50 kişi olunması gerekiyor, Ayasofya gece ziyarete açtırılabiliyordu. Halka açık tur olarak bunu yapan ilk rehber ben oldum. Şu anda ona yakın acente bu turu yapıyor. Bizim turlarımız hala yok satıyor, tarihlerini aylar öncesinden duyuruyoruz.” LOUVRE’DEN BİLE KIYMETLİ GEZİKARİYE’DE GECEGÜZEL BİR YEMEKLE DEVAM EDİYORBULGAR KİLİSESİ VE TUR-I SİNA MANASTIRI’NDA GÜN BATIMIFARUK PEKİN TURUN REHBERİMOZAİKLER ÇOK DAHA PARLAK VE NET LOUVRE’DEN BİLE KIYMETLİ GEZİ Tarihi mekanlarda gece tur yapılabilecek dünyada pek bir yer olmadığını savunan Tonguç, “Çünkü dünyada çoğu müzeyi gece gezmek mümkün değil. Turlarımda ben şunun altını hep çiziyorum Gece Ayasofya’yı gezmek bir Louvre’u, British Museum’u, Metroplitan Müzesi’ni gezmek gibi bir şey ama onların hiçbirisini gece gezemiyorsunuz. Üstelik onlar birkaç yüzyıllık yapılar ama Ayasofya, bin 500 yıllık bir yapı. Dünyanın en görkemli eserlerinden biri. O yüzden burayı kimsecikler yokken gece gezmek çok büyük bir ayrıcalık” diyor. Kariye Müzesi’nin ve Yerebatan Sarnıcı’nın da gece açtırılabildiğini, onun dışında gece kadar açık olan tarihi Şerefiye Sarnıcı’nın olduğunu anlatan Tonguç, İstanbul dışında Efes Antik Kenti’ndeki Celcus Kütüphanesi’nin de gece özel açtırabildiğini bildiriyor. KARİYE MÜZESİ KARİYE’DE GECE Sacred7 Travel’da birçok kültür ve tarih turunun rehberliğini yapan Elif Çamlıkaya da gece gezilerinden Ayasofya ve Kariye müzelerine rehberlik ediyor. Mekanların geceleri sadece bir grup için açılmasının avantajlarını şöyle sıralıyor “Özellikle Kariye Müzesi gruplar için küçük bir mekan ve son derece güzel mozaikler ve duvar resimleriyle bezeli. Hz. İsa Peygamber’in ve annesi Meryam Ana’nın hayat hikayesi birbiri ardına sıralanmış mozaiklerle kronolojik olarak sergileniyor, arkasından duvar resimleri geliyor. Onları gün içinde kalabalık arasında gördüğünüzde uzun uzun inceleme şansınız yok. Gece sadece sizin için açılmış bir mekanda, sadece size anlatan sesi duyduğunuz ortamda çok daha dikkatinizi yoğunlaştırabilirsiniz. Bütün hikayeyi kopuşlar olmadan, mekanı hissederek daha iyi anlayabilirsiniz. Gündüz çalışıyorsanız, hafta sonu kalabalığı dışında bu mekanlara gitmeniz mümkün değil. Belki buna zaman ayıramıyorsunuz. Gündüz de gidersiniz o ayrı, ama iş çıkışında bambaşka bir deneyim yaşamak isterseniz bu turlar çok cazip.” Elif Çamlıkaya, Ayasofya’daki özel gece gezilerinde mekan çok büyük olduğu için grubun kişi sayısının yüksek olabileceğini ama Kariye’nin daha küçük olduğu için bunun mümkün olmadığını anlatıyor. Çamlıkaya, “Ayasofya ve Kariye Müzeleri için yaptığımız gece turlarının sonunda hemen yakınlardaki çok güzel restoranlarda lezzetli yemekler eşliğinde değişik bir akşam yaşayabilirsiniz” diye ekliyor. BAŞKA DENEYİMLERİN PEŞİNDE GECE TURU Şerif Yenen Travelın sahibi hem acenteci hem rehber Şerif Yenen, turizmde standartların yükseldiğini, klasik turların cazibesini yitirdiğinin altını çiziyor. Kültür gezginlerinin artık sıra dışı etkinlikler peşinde olduğunu kaydeden Yenen, “Zaten Ayasofya’yı hayatında bir kez görmüş ama bir de başka bir deneyim yaşamak isteyenler oluyor. İşte biz de bu kişilere özel gece turları yapıyoruz” diyor. Gündüzleri Ayasofya’nın binlerce kişiyi ağırladığını, uğultunun yüksek olduğunu hatta kalabalıktan bazen sıkışmaların yaşandığını ifade eden Yenen, şöyle konuşuyor “Ayasofya’nın eşsiz mozaiklerini ve üzerindeki figürleri, gece pencerelerden vuran ay ışığı altında incelemeyi hayal ettiniz mi? Ayasofya’da gecenin ışığı bambaşka, içerideki müthiş mistik havayı doya doya koklama şansı var. Sizi kimse rahatsız etmiyor. Gündüz olduğu gibi her tarafta selfie çekmeye çalışan insan kalabalığı yok. Rahat rahat fotoğraf çekmeniz mümkün. Ayasofya’ya ait tur rehberinizin anlattığı bilgileri özümsemek de çok daha kolay oluyor, çünkü konsantrenizi bozacak dış etken yok. ” GÜZEL BİR YEMEKLE DEVAM EDİYOR Gündüzleri çalıştığı için gidemeyen, hafta sonları da kalabalıkla gezmek istemeyenlerin gece turlarına rağbet ettiğini belirten Yenen, bu müze turuna yine gecenin güzelliklerini önünüze serecek manzarası güzel bir restona gidip yemek yemenin de dahil olduğunu vurguluyor. Ayasofya ve Kariye Müzeleri’nin yanı sıra Süleymaniye Camii’nde de gece turu yaptıklarını söyleyen Yenen, Mimar Sinan’ın şaheserlerinden biri olan Süleymaniye Camii’nin zaten ibadete açık olduğunu hatırlatarak, profesyonel bir rehberin anlatımıyla bu tarihi mekana da gece turu yapmanın bambaşka bir keyif olduğunu belirtiyor. BULGAR KİLİSESİ VE TUR-I SİNA MANASTIRI’NDA GÜN BATIMI Kültür gezginlerinin önde gelen acentelerinden Fest Travel da bu gece turlarını düzenli olarak gerçekleştiriyor. Gezilerin operasyonunu yapan Şenay Savut, “Müzede Bir Gece” gezilerini 2017 yılından bu yana yaptıklarını söylüyor. Bunun Kültür ve Turizm Bakanlığı’na bağlı müzeler için müsaitliğin alınması ve belli prosedürlerin gerçekleşmesi ile mümkün olabildiğini bildiren Savut, “Biz FEST Travel olarak Adım Adım İstanbul gezilerimiz kapsamında sadece müzeler ile ilgili değil ayrıca Bulgar Kilisesi ve Tur-ı Sina Manastırı, Süleymaniye Külliyesi, Zeyrek Camisi gezilerimizi de gece, gün batımı olarak gerçekleştirdik” diyor. FARUK PEKİN TURUN REHBERİ Gezilerin rehberlerinin FEST Travel’ın profesyonel kadrosundan uzmanlarla yaptıklarını aktaran Savut, şunları anlatıyor “Bulgar Kilisesi ve Tur-ı Sina Manastırı gezilerini Yönetim Kurulu Başkanımız Faruk Pekin ile gerçekleştirdik. Günbatımında Dünyayı Seyreden Külliye Süleymaniye gezilerimizi yine Yönetim Kurulu Başkanımız Faruk Pekin ve tarihçi Necdet Sakaoğlu ile gerçekleştirdik. Bu sene Adım Adım İstanbul gezilerimizin 30. yaşı olması vesilesi ile Yönetim Kurulu Başkanımız Faruk Pekin ve Sanat Tarihçisi Hayri Fehmi Yılmaz’ın danışmanlığı ile Ayasofya’da Bir Gece ve Kariye Müzesi’nde Bir Gece gezilerimizi gerçekleştirmiş bulunuyoruz.” MOZAİKLER ÇOK DAHA PARLAK VE NET Böylesine önemli ve muazzam yapıları gecenin sessizlik ve dinginliğinde, kalabalıktan uzak ortamda sadece sizin dahil olduğunuz gruba özel açılmış olduğu hissini yaşamanın bir ayrıcalık olduğunu belirten Savut, şöyle devam ediyor “Gece ışıklandırması, örneğin Ayasofya Müzesi ve Kariye Müzesi için konuşacak olursak; belli başlı mozaiklerin gündüz olduğundan çok daha parlak ve net olduğunu fark edebiliyor, bilhassa fotoğraf meraklısı gezginler için ayrı bir ortama vesile olduğunu görebiliyorsunuz. Örneğin sadece Türkiye veya İstanbul için değil; dünya kültürel mirası içerisindeki yeri ve önemi tartışmasız olan Ayasofya Müzesi kubbesinin altında sadece kendinizi hayal ettiğinizde bile kalbiniz heyecanla çarpabilir. Kısacası; sadece sizler için anlatan profesyonel rehberiniz ve onun sesi eşliğinde sakin ve kendinizi özel hissederek geçirdiğiniz bir akşam oluyor.” İstanbul dışında Efes’te ya da Aya İrini’de müzik etkinliklerini izleyip, katıldıklarını vurgulayan Savut, “Ayrıca özel müzelerin de gece etkinliklerine yer vermesi gerektiği fikrindeyim. Böyle ürünlerin hazırlanması veya imkanların sunulmasının ayrıca turizme çok ciddi katkısı olacaktır. Belki özel girişimler ile böyle etkinlikleri planlamak mümkün olabilir; ancak bunun rahat erişebilir olduğunun sunulması daha büyük bir kolaylık sağlayacaktır” diye konuşuyor. PARA dergisi
HSBC Mobil Bankacılık Ayasofya Turu Çekilişi Talihlileri. 8 Temmuz 2018 – 8 Ağustos 2018 tarihleri arasında HSBC Mobil Bankacılık uygulamasına giriş yapın, Saffet Emre Tonguç ile Ayasofya’da Bir Gece Turu’na katılma fırsatını yakalayın! Çekilişe katılmak için tek yapmanız gereken HSBC Mobil Bankacılık uygulamasına giriş yapmak. HSBC Mobil Bankacılık Ayasofya Turu Çekilişi Talihlileri tarihinde noter huzurunda halka açık olarak yapılacak çekilişle belirlendi. HSBC MOBİL BANKACILIK ÇEKİLİŞ SONUÇLARI İÇİN TIKLAYINIZ – 15 AĞUSTOS 2018 HSBC Mobil Bankacılık Çekiliş sonucunda ikramiye olarak; 30 kişi 27 Eylül 2018 tarihinde rehber Saffet Emre Tonguç ile Ayasofya müzesi girişi ve gezisi kazanacaktır. HSBC Çekilişi İkramiye Kazanan talihlileri tarihli Akşam gazetesinde ilan edilecektir. Çekiliş sonuçları da duyurulacaktır. HSBC Mobil Bankacılık Ayasofya Turu Çekilişi Bu kampanya HSBC Bank tarafından MPİ’nin tarih ve sayılı izni ile Mucize Tanıtım tarafından düzenlenmektedir. SAAT – SAAT 2359 Kampanya tarihleri arasında mobil bankacılık uygulamalarının kullanılmasının teşvik edilmesi amacıyla kullanıcı kodu, parola ve tek kullanımlık şifre ile HSBC Mobil Bankacılık uygulamalarına ücretsiz giriş sağlayan, bireysel müşterilere 1 çekiliş hakkı verilecektir. Kampanyaya katılım 1 çekiliş hakkı ile sınırlıdır. Talihliler, Saat1100’de Mucize Tanıtım Eski Osmanlı Sk. No10/5 Mecidiyeköy-Şişli / İstanbul Mucize Tanıtım Toplantı Salonu adresinde noter huzurunda halka açık olarak yapılacak çekilişle belirlenecektir. Çekiliş sonucunda ikramiye olarak; 30 kişi 619,50 TL değerinde 27 Eylül 2018 tarihinde rehber Saffet Emre Tonguç ile Ayasofya müzesi girişi ve gezisi. Geziye Four Seasons Hotel Sultanahmet’te akşam yemeği dahildir. Talihlilerin İstanbul – Ayasofya’ya kadar ulaşımı, İstanbul dışından katılacak olan talihlilerin konaklaması ve şehir içi transfer hizmetleri talihliye aittir. Gezi ikramiyesi tek kişiliktir, ikramiye nakde çevrilemez, talihli dışında başkası tarafından kullanılamaz ve devredilemez. kazanacaktır. Kazanan talihliler, tarihli Akşam gazetesinde ilan edilecektir. Ayrıca, asil ve yedek talihlilere posta yoluyla tebligat yapılacaktır. tarihinde mesai saati sonuna kadar başvurmayan asil talihliler ile tarihinde mesai saati sonuna kadar başvurmayan yedek talihlilere ikramiyeleri verilmez. Kampanya sadece Türkiye’de bulunan HSBC Bank bireysel müşterilerini kapsamaktadır. Ticari ve Kurumsal müşterilerimiz kampanyaya dahil değildir. Kampanya bitiş tarihi itibarıyla HSBC Kredi Kartı, Bireysel Kredileri, Kredili Mevduat Hesabı ödemelerinde veya işlemlerinde yasal takipte olanlar bu kampanya kapsamı dışında tutulacak olup, katılıp kazansalar dahi ikramiye verilmeyecektir. Kampanyaya katılım 1 çekiliş hakkı ile sınırlıdır. İkramiye kazanan talihlilerin adres bilgileri, eksik veya bilinmiyor ise gazetede yapılan ilan tebliğ için yeterli olacaktır. Bir kişi birden fazla ikramiye kazanamaz. 18 yaşından küçükler, HSBC Bank ve Mucize Tanıtım ve Organizasyon Hiz. Ltd. Şti. çalışanları kampanya kapsamı dışında tutulacak olup, kampanyaya katılıp kazanmış olsalar bile ikramiyeleri verilmeyecektir. İkramiyeye konu olan eşya ve/veya hizmetin bedeli içinde bulunan KDV+ÖTV gibi vergiler dışındaki vergi ve diğer yasal yükümlülükler talihliler tarafından kampanyaya katılan herkes bu şartları kabul etmiş sayılır.
BİR REHBERİN YOLUNDASaffet Emre Tonguç, işini en iyi yapanlardan biri, örnek adam, the rehber, the İstanbul uzmanı. Adının başında hep en çok sıfatı var; En çok para kazanan adam, en çok ödül alan rehber, en çok kitap yazmış adam, en çok ülkeye gitmiş rehber. Anlayacağınız, enteresan bir adam bu Saffet Emre. Merak ediyoruz; Kimdir? Kimlerdendir? Nasıl rehber olmuştur?Rehber, herkese yol gösterir. Peki, Saffet Emre kendi yolunu nasıl buldu? Üniversiteyi Boğaziçi’nde, altı farklı bölümde okudum. 1983 yılında üniversiteye girerken “İşletmeyi tutturamazsan psikoloji yaz, kamu yönetimi yaz. Bu okulda transfer kolay oluyor” dediler. İlk tercihim işletme, sonra ekonomi, üç numara psikoloji oldu. En son turizmi yazdım ama aslında turizmci olmak istiyordum. Psikolojiyi kazandım, bölüme başladım. Dersler Çince gibiydi… Dediler ki “O zaman orta kademe yöneticiliğe geç” İnsanları dinlediğim için o bölüme geçtim, olmadı. Bir şekilde canımı turizme attım ve bölümü birincilikle arayan adamın buluş serüveni bu yani… Turizm asıl istediğim şeydi. Kabul etmeliyim ki psikoloji eğitimimin de faydasını gördüm. Rehberlik insanlara dışarıdan çok kolay geliyor. “Hayatın kebap, hep geziyorsun!” diyorlar. Fakat kırk kişiyle beraber gezince, işler her zaman güllük gülistanlık ki delirdiğiniz zamanlar da oluyor? Olmaz olur mu? İnsanlar turlara sadece fiziksel bagajlarıyla değil, beyinsel bagajlarıyla da geliyorlar. O bagajlar açılıyor, içindeki kirli çamaşırlar hop rehberin suratına fırlatılıyor. Mesela kadın bir gece önce kocasıyla kavga ediyor, çatacak birini arıyor. Hedef tahtasında kim var? Sabahın köründe mikrofonun başında gördüğü adam! Bu tip durumlar yaşaya yaşaya hiçbir şeyi dert etmemek gerektiğini öğrendim. Geç kalanlara, sorun çıkaranlara tepkiniz nasıl oluyor? Çok güzel bir laf var Türkçe’de, “Kötülüğü iyilikle döveceksin.” Hiç olmamış gibi davranıyorum ama çaktırmadan da gruba cezalandırtıyorum. Geç kalanlara, ilk günden sesimi çıkartmıyorum. İkinci gün “Onları kapıda görünce hep beraber alkışlayın!” Alkışlanınca geç kalanlar utanıyor, bir daha yapmıyor. Bir de tabii insanları “Müşterilerimiz yüksek profillidir... Herkes son derece birbirine saygılı, kimse geç kalmaz” diyerek gaza birkaç dakika mola! Upuzun yıllar süren öğrencilik hayatınızı biraz daha dinleyelim… Turizmden sonra siyaset bilimi ve uluslararası ilişkileri bitirip, tarih yüksek lisansı yaptım. Ardından da Viyana’ya, işletme doktorası yapmaya gittim. Ama geleceğim babam tarafından çoktan belirlenmişti. “Oğlum benimle beraber çalışsın, şirketleri büyütelim, holdingler kuralım…” Viyana’da yalnız, güzel bir hayat yaşadıktan sonra tekrar anne-baba-çocuk yaşantısına döndüm. Babamla çalışıyor, güzel kazanıyorduk. Hiç ilgimi çekmeyen bir hayattı. İki sene sonra yüzleştik, “Baba, ben bu işi yapmak istemiyorum.” Beni o kadar okutmuş, para harcamış… “Valla oğlum bu senin hayatın, ne yaparsan yap.” İnanamadım. İşin aslını sonra öğrendim ki “Nasıl olsa burnu sürtülecek. Ben asıl o zaman ona göstereceğim” demiş. Soranlara, “Bizim çocuk garsonluk gibi bir şey yapıyor. İnsanlara hizmet ediyor” diyordu. İlk kitabım çıktı ardından da bir fotoğraf sergisi açtım, ilk kez mutlu oldu. Artık televizyona çıktığımda keyifle izliyor, hatta insanlara haber veriyor. Kitaplar ne durumda? Dokuz kitap çıkarttım. Onuncuyu da yazdım ama yoğunluktan yayın evine uğrayamıyorum. Resimli kitaplar yazıyorum düzenlemek için de grafikerle oturup, çalışmak gerekiyor. İstanbul Hakkında Her Şey’de üç bin tane fotoğraf kullandık. Camiiler kitabı için, İstanbul’un en güzel iki yüz camiisini çektik. Kiliseleri de yazmaya başladım. Amacım, İstanbul’un geçmişten günümüze sahip olduğu o kozmopolit yaşantısını anlatmak. Bu kitaplar aynı anda İngilizceye de çevriliyor, değil mi? Evet, zaten yabancılara yönelik kitaplar bunlar. Mesela bir tanesi Kapalıçarşı kitabı. “BENCE BU ŞEHRİ EN ÖZEL YAPAN ŞEYLERDEN BİRİ EZAN SESİDİR. BU SESLERE, ÇAN SESLERİ DE KARIŞSA KEŞKE!”Kapalıçarşı’da bir gün nasıl geçiyor? İstanbul’da kırk civarı farklı kültür turum var. Kapalıçarşı turuna başlamadan önce katılım hakkında şüphelerim vardı. Yersizmiş! Yaklaşık beş ayda bin iki yüz kişi katıldı… Üstelik bu turda alışveriş yapmak yasak! Sabah 10’da başlıyoruz ama tur anca akşam 5’te bitiyor. Kapalıçarşı turunun en ilgi çekici şeyi, çatısına çıkıyor olmak. 1461 yılından kalma, 4000 tane dükkândan oluşan, dünyanın en eski alışveriş merkezi Kapalıçarşı’yı, tepeden görüyorsunuz. Öğle ezanına 3-4 dakika kala çıkıyoruz, fotoğraf çekiyoruz. Sonra birden İstanbul’un 3215 camiisinden ezan sesleri geliyor. Bu şehri en özel yapan şeylerden biri ezan sesi... Bu seslere, çan sesleri de karışsa keşke! Bu arada son Bond filmi Skyfall’da Daniel Craig, Kapalıçarşı’nın üstünden motosikletiyle geçiyordu. Çatıda herkes kendini Bond sanıyor! Akşamüstü Büyük Valide Han’a gidiyoruz genelde. Russell Crowe’un son filmi dahil birçok filmde kullanılan, inanılmaz bir yer. Yine bütün şehir ayaklar altında…Kapalıçarşı turuyla ilgili komik bir durum olmuş galiba? Çatısına ünlüler, gazeteciler dahil birçok insanla çıktım… Hep selfie yapıp, paylaştılar. Öğrendim ki; İnsanlar, Kapalıçarşı Esnaf Odası’nı arayıp, “Biz de çıkmak istiyoruz” diyorlarmış. Valilikten özel izinle çıkılıyor. En sonunda girişe “Çatıya çıkış yoktur” bir başkasının turuna değil de Saffet Emre’nin turuna katılmak istiyor bu insanlar? Sadece bir farklılık yaratmayı amaçlıyorum. “İstanbul’da yaşamayın, İstanbul’u yaşayın” diyorum…Neden rehberlik? Herkes para verip yurtdışına giderken, ben para alıp yurtdışına gidiyorum. Türkçe’de de derler “Çok okuyan mı? Çok gezen mi?” İdeal olanı ikisinin karışımı. Dünya büyük bir yapboz. Kendi parçalarınızı birleştiriyorsunuz ve ne kadar çok parça o kadar renk! Nasıl oluyor da bütün “en” meşhurlar Saffet Emre’ye geliyor? Doğru insanları tanımak ve doğru networka sahip olmak gerekiyor. Geniş bir bilgi birikiminiz olmalı. Eğitimim, beni bir adım öne taşıyor. Sokaklarda dolaşıp, insanlara bir şeyler anlatarak mutlu oluyorum. Kendimi bir hikâye anlatıcısı olarak görüyorum. Yüze yakın “çok” ünlü insanı gezdirdim. Bill Gates’in oğlunu gezdirmek için üç saatliğine Dubrovnik’e bile gittim. Şirket, Hırvat rehberler olmasına rağmen beni tercih etti. Daha iyi yapacağımı düşündüler. Anlayacağınız, kişiliğin rolü büyük. Bu insanların yaşam standartlarına ulaşmam mümkün değil ama gördükleriyle ilgili bir hayat geçmişim olmalı. Bali’de, Maldivler’de gittikleri bir otelden bahsettiklerinde fikir beyan edebiliyor olmalıyım ve ediyorum da…Ünlülerle olan tur serüveniniz ilk nasıl başladı? Bir gün Amerika’da otelcilik dünyasında bir efsane olan Ali Kaşıkçı’yla tanıştım. Julia Roberts’ın, Brad Pitt’in “Selam Ali!” dediği bir adam. Los Angeles’taki meşhur Peninsula Hotel’in genel müdürü… Bir gün aradı, “Hilary Clinton’ın arkadaşları geliyor. Gezdirmeni istiyorum.” Fisher Travel diye bir şirkete beni önermiş. Meğer, Fisher Travel dünyanın en pahalı acentesiymiş. Bu şekilde onlarla çalışmaya başladım. İnanılmaz! Peki, gezdirdiğiniz meşhurlardan sizde iz bırakan biri oldu mu? Türkiye’de bir albüm yapan, bir dizide oynayan havaya giriyor. Gezdirdiğim meşhurların yüzde doksan beşiyse son derece mütevazı insanlardı. Onlardan birçok şey öğrendim ama Robert Redford beni bir ayrı etkiledi. İstabul’da olduğunu o gün herkes biliyordu. Kara gözlüklerini taktı, beresini geçirdi. Bir İspanyol kadın dahi, “ Roberto Redforte!’’ diye bağırıyor. Biri heyecanla adama sordu, “Sen Robert Redford mısın?’’ İnsanın beynine çakılan kurşun gibi cümleler vardır. “Evet, öyleydim’’ dedi. Bir zamanlar Robert Redford’mış; yaşlanmış, yıpranmış. Artık o efsanevi adam yok. Gördüğüm en bilge, en sofistike insanlardan altında kalan bir ünlü oldu mu hiç? Adını vermeyeceğim ama ünlü bir modacı… “Dünyanın iki kıta üzerine kurulu, üç imparatorluğa başkentlik etmiş, içinden deniz geçen tek şehrindeyiz.” O sırada Sarayburnu’ndayız, İstanbul’u methediyorum. “Tam karşısı Asya” dedim. “Orası Çin mi?” “Yok yok! Çin değil.” Bayağı bozuldu, “Ama sen Asya diyorsun? Çin, Asya’da?” İnanılmazdı…Oldu ki müşteriniz programından memnun kalmadı. Ne yapıyorsunuz? Direk programı değiştiriyorum. Sadece rehber değil, tarihçiyim. Birine Ayasofya’yı iki saat de anlatabilirim. Ama önemli olan müşteriyi memnun etmek. Karşımdaki o bilgiyi almak istemiyorsa, yapabileceğim bir şey yok. Bazen de elimde olmayan şeyler yaşanıyor. Mesela Robert Redford’la Kapalıçarşı’yı gezdikten sonra bir baktım İBB yol haritasında her yer kırmızı. İki saat sürecek yolu çekmek yerine, sahile indik. Hemen deniz taksiyi çağırdım…Fatih-Balat- Ortodoks Rum Patrikhanesi turunuz bayağı sansasyon yarattı? Evet ama bir Chanel kadınını oraya götürürseniz mutsuz olur. Turu, Türk veya yabancı, uyum sağlayabilecek insanlarla yapıyorum. İlk durak, Edirne Kapı’daki Mimar Sinan eseri, Mihrimah Camii. Camii, adını Kanuni Sultan’ın kızı Mihrimah’tan alıyor. Mihrimah, Farsça güneş ve ay demek. Mimar Sinan, 21 Mart yani ekinoks günü doğmuş olan, büyük aşkı Mihrimah için iki camii yapmış. Edirne Kapı’daki camiide güneş batarken, Üsküdar’daki camiinin üzerinden ay çıkarmış. Bu romantik hikâyeyi anlatıyorum. Ardından Kahire Kilisesi’ne, Bizans döneminin mozaiklerini görmeye gidiyoruz. Sonra İstanbul’un tek ahşap sinagogu… Üç tane dini iki saatte tamamladık! Sonra gruptaki kadınlara, “Lütfen başörtülerinizi çıkartın, Küçük İran’a gidiyoruz” diyorum ki burası cidden İstanbul’un en tutucu semti. Kadınlar çarşaf içinde, erkekler cübbeli ve sakallı. Dükkânlar sadece dini malzemeler satıyor. Anlayacağınız böyle inanılmaz bir tur!“İSTANBUL'UN ZENGİNLİĞİNİ GEÇ KAVRADIM. ŞİMDİ İNSANLARI NİŞANTAŞI'NA DA GÖTÜRÜYORUM, BAĞDAT CADDESİNE DE... LUCCA DA BİR İÇKİ İÇMEYE DE GİDİYORUZ. ASLINDA SATMAMIZ GEREKEN ŞEY, İSTANBULUN TEZATLAR ŞEHRİ OLUŞU!”Bir rehber olarak gezdirdiğiniz herhangi bir yeri, her yönüyle anlatıyor musunuz? İtiraf ediyorum, ilk yıllarımda kötü herhangi bir şeyi görmesinler istiyordum. Gecekondular, sakallılar, çarşaflılar ortada olmasın diyordum. İstanbul’un zenginliğini geç kavradım. Şimdi insanları, Nişantaşı’na da götürüyorum, Bağdat Caddesine de… Lucca da bir içki içmeye de gidiyoruz. Aslında satmamız gereken şey, İstanbul’un tezatlar şehri oluşu!İstanbul’u aşk ile anlatıyorsunuz. Peki, vuruldum dediğiniz bir yer ve İstanbul’un sizi çok etkileyen bir hikâyesi var mı? İstanbul’a dair beni etkileyen birçok hikâye var. Vurulduğum yer ise Ayasofya. Deprem kuşağında olan bir coğrafyaya göre, 1500 yıldır hala ayakta kalabilmesi inanılmaz! Ancak Roma’daki Panteon veya Mısır piramitleriyle kıyaslanabilir. Eski olup da bu kadar iyi korunmuş başka eser yok. Oraya girişimde Eski İstanbul’a özlem duyuyorum, iki dinin kardeşliğini görüyorum. Bir bakıyorum, önümde mihrap. Bir bakıyorum, Hz. İsa ve Meryem Ana… İstanbul’un bu kozmopolit yapısına bu kadar iyi tanıyan biri olarak, yaşamak için nereyi tercih ettiniz? Ben balık burcuyum. Anlayacağınız, manzara ve deniz benim için önemli. Çocukluğum Kandilli’de, harika bir manzara eşliğinde geçti. Kendi evime taşınacağım zaman, karşıma sağında Küçük Su Kasrı, önünde FSM Köprüsü, solunda da Rumeli Hisarı bulunan iki katlı bir ev çıktı. Dekorasyona da çok meraklıyımdır. Yalnız yaşadığım için üst katı sadece yatak odası yaptım. Bir buçuğa iki metre kare duş teknesi de yaptırdım ki bu aslında betondan yapılmış, üstü seramikle kaplı dev bir banyo. Dört tarafı camla kaplı… Sağı ormanı, önü köprüyü ve Boğaz’ı görüyor. Sol taraftan da evin içine bakıyor. Tavana yağmur duşu dedikleri devasa bir duş yaptırdım. On kişi falan rahat rahat yıkanılabilir…“Dönüm noktam” diyebileceğiniz bir şey yaşadınız mı? 1987’den beri rehberlik yapıyorum. 2003’te, Hürriyet bir seyahat eki çıkartmaya başladı. Tam da benim yazmak istediğim yerdi. O dönemde Türkiye’de gezi yazarı olmaksa imkânsız! Sadece 150 TL veriyorlar ki bu parayla ne uçak bileti alınır ne otelde kalınır... Endişe etmedim, malzemem çoktu ve tek isteğim yazmaktı. Hürriyet’ten bir tanıdık bulmaya çalışıyordum. Umudumun tükenmişti ki telefon çaldı. “Alo! Ben Ayşe Arman. Sizinle röportaj yapmak istiyorum.” 90’larda Türkler daha Patagonya’nın varlığından bihaberken, oraya bile gitmiştim. Röportajı yaptık, ardından Hürriyet Seyahat’te yazmak istediğimi söyledim. Her şey böyle başladı ve bu kapı bana beraberinde on kitap, on da ödül getirdi. Paylaşabileceğiniz bu kadar çok şey varken neden bir üniversitede ders vermiyorsunuz? Zamanında ders de verdim, konuşmacı olarak da bulundum. “Boğaz Tarihi” adlı dersim on altı saat sürüyor. Öğrencilere bir yalıyı anlatırken, görsellerle hem içini hem dışını gösterip, bin tane slayt kullanıyorum. Ama amacım daha çok insana ulaşmak. Bu yüzden artık televizyonu kullanıyorum. Parası olmayan, sakat olan, aklınıza gelebilecek her kesimden insana faydalı olmak istiyorum.
Bilgilendirme Tüm turlarımız, TÜRSAB’ın “A-5365” numaralı seyahat işletmesi belgesine sahip DOLAY SEYAHAT ACENTASI Rena Org. Yay. Turizm ve Tic. Ltd. Şti. işbirliği ve güvencesiyle düzenlenmektedir. Boğaz ve İstanbul Turları Kurumsal şirketlere, özel gruplara ve derneklere Boğaz ile İstanbul turları organize etmek için Aslı Özlen’i 05322969622 numaralı telefondan arayabilir ya da asli adresine e-posta gönderebilirsiniz. ERGUVAN ZAMANI BOĞAZ Tarihler 22 Mayıs 2022 29 Mayıs 2022 Her iki tur da doldu. İlginize teşekkürler! Yeni Boğaz turları ile Eylül 2022’de yeniden görüşmek üzere… BOZBURUN YARIMADASINDA ZEYTİN HASADI ONLINE SEMİNERLER İstanbul’u, Türkiye’yi, dünyadan ilginç yerleri anlattığım seminerler ya da özel temalara yönelik konuşmalar.
EMRAH AKÇAAY • 06 Ocak 2020 - 1237 • Son Güncelleme 06 Ocak 2020 - 1239Hollywood'un ünlü çifti Michael Douglas ve Catherine Zeta Jones, iki çocukları Dylan ve Carys ile İstanbul'u gezmeye devam ediyorlar. Ünlü çift, önceki akşam özel izinle Ayasofya turu AKÇAAY • 06 Ocak 2020 - 1237 • Son Güncelleme 06 Ocak 2020 - 123912Ünlü çift, çıkışta gazetecilerin "Ayasofya ve İstanbul hakkında bir şeyler söylemek ister misiniz?" sorusunu yanıtsız bıraktılar. 3Gezdirdiği grupla aralarında gizlilik anlaşması olduğu için Ayasofya turuyla ilgili detay vermeyeceğini söyleyen Saffet Emre Tonguç, "Turdan çok memnun kaldılar. Dünyanın en güzel eserleri olduğu için. Türkiye'ye bayılıyorlar. Daha öncede ülkemize gelmişler. Burada olmaktan çok mutlular" AKÇAAY/ MİLLİYET
saffet emre tonguç ayasofya turu